(Sungur Ankara’da iken Üstadımıza yazdığı mektubun suretidir.)

2 وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ1 بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ

Çok aziz, çok mübarek, çok müşfik, çok sevgili Üstadımız Efendimiz Hazretleri; Mübarek, makbul, kıymetli mektubunuzu Diyanet Riyaseti Başkanı Ahmed Hamdi Efendiye teslim ettik. Sevinçler içinde mübarek mecmua ve Nurları kendi hususî kütüphanesine koydu. “İnşaallah bunları kendi öz ve has kardeşlerime okumak için vereceğim ve bu suretle tedricî tedricî neşrine çalışacağız” dedi.

Çok sevgili Üstadım Efendim; Mübarek mektubunuzdaki emirlerinizi yapacağını söyledi. “Fakat şimdi hemen birdenbire bunların neşri olmaz. Ben bu eserleri has kardeşlerime okutturup meraklılara göre ileride neşrederiz. İnşaallah tam ve parlak şekilde ileride neşrine çalışacağını” söyledi.
Sungur

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.
2 : “Hiçbir şey yoktur ki Allah’ı hamd ile tesbih etmesin.” İsrâ Sûresi, 17:44.
Önceki Risale: ( 3 ) / Sonraki Risale: ( 5 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

aziz : çok değerli, izzetli
bahis : konu
Diyanet Riyaseti : Diyanet İşleri Başkanlığı
has : özel; kıymetli ve ileri gelen mühim yakınlar topluluğundan olan
hususî : özel
inşaallah : Allah’ın dilemesiyle, izniyle
makbul : kabul gören, beğenilen
mecmua : kitap
merasim : tören
mukabele : karşılık
mücahidâne : cihad edercesine, mücadeleyle
müşfik : şefkatli
müteessir : etkilenen, üzülen
neşir : yayma, yayılma
nevi : tür, çeşit
nükte : ince anlamlı söz; bölüm
risale : kitap; Risale-i Nur’dan her bir bölüm
rüya-yı sâdıka : doğru olan ve şeytanın karışmadığı rüya
sebeb-i telif : bir eserin yazılma sebebi
suikast : kötü kast, kötü niyet, tuzak kurma
suret : nüsha, kopya
şâşaalı : gösterişli, göz alıcı
tâbir : yorum, açıklama
tafsilât : ayrıntılar
tedricî : derece derece, yavaş yavaş
Yükleniyor...