Maahaza اَلَّذِى’nin müfred işareti olması, onlardan herbir ferdin, dehşeti temessül ve kabahati tasvir etmekte müstakil olduğuna işarettir.

1 اِسْتَوْقَدَ’deki س ateş yakmalarının külfetle ve araştırmakla husule geldiğine işarettir. Hem اِسْتَوْقَدَ’nin ifrad sigasıyla olması 2 نُورِهِمْ’deki cem’ zamiri, bir cemaat için bir ferdin ateş yakması âdet olduğuna işarettir. Hem lâmba vesaire gibi âlât-ı tenviriye arasında نَارٌ’ın intihap edilmesi, teklifin pek şiddetli bir nur olduğuna ve onların izhar ettikleri zahirî nur altında fitne ateşini yaktıklarına işarettir.

İhtar: Nekre olarak 3 نَارٌ kelimesinin zikri, onların şiddet-i lüzumundan dolayı herhangi bir ateş olursa olsun, hemen yakmak ihtiyacında olduklarına işarettir.

4 ﴾فَلَمَّا اَضَآءَتْ مَاحَوْلَهُ ذَهَبَ اللّٰهُ بِنُورِهِمْ﴿: Takibi ifade eden 5 فَلَمَّا’deki ف onların yeisten sonra ümit ve reca zamanlarının geldiğine işarettir. لَمَّا ise, kıyas-ı istisnaî ile anılan, dahil olduğu cümlelerden birinci cümlenin tahakkuk ve vücuda geldiğine delâlet etmekle, ikinci cümlenin de vücuda geldiğini intaç ettiğine ve onların tesellî ve ümitlerinin tamamıyla kesilmiş olduğuna işarettir. 6 اَضَآءَتْ kelimesi, onların ısınmaya değil, aydınlanmaya ihtiyaçları olduğuna işarettir ki, etrafında bulunan zararlı şeyleri görüp onlardan tahaffuz etsinler.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Ateş yaktı.
2 : Onların nuru, ışığı.
3 : Ateş.
4 : “Ateş çevresini aydınlattığı zaman Allah onların gözlerinin nurunu yok etti.” Bakara Sûresi, 2:17.
5 : Ne zaman ki.
6 : Işık verdi.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: 16. âyetin tefsiri / Sonraki Risale: 21-22. âyetin tefsiri
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âlât-ı tenvir : aydınlatma âletleri, cihazları
cem’ : gr. çoğul
delâlet etmek : delil olmak, işaret etmek
husule gelmek : meydana gelmek
ifrad sigası : gr. tekil kipi; yani “ateş yaktı” anlamındaki “istevkade” fiilinin 3. tekil şahıs kipinde olması kastediliyor
ihtar : hatırlatma, ikaz
intaç etme : sonuç verme
intihap etmek : seçmek
izhar etmek : göstermek, açığa çıkarmak
kabahat : suç, günah
kıyâs-ı istisnâî : seçmeli kıyas; bir kıyasın sonucunun aynı yahut karşıt halinin öncüllerde hem anlam hem de şekil bakımından bulunmasıyla meydana gelen kıyas
külfet : yük, ağırlık
maahaza : bununla birlikte, bununla beraber
müfred : gr. tekil
müstakil : bağımsız
nekre : gr. başına “el” takısı almamış, mânâsı kapalı, belirsiz isim
reca : ümit
şiddet-i lüzum : şiddetli gereklilik, ihtiyaç
tahaffuz etme : korunma
tahakkuk : gerçekleşme
takip : takip edatı
temessül : yansıtma
vücuda gelmek : var olmak, meydana gelmek
yeis : ümitsizlik
zahirî : dış görünüşe ait
zamir : gr. ismin yerini tutan kelime
Yükleniyor...