يَاۤ اَيُّهَا النَّاسُ اعْبُدُوا رَبَّكُمُ الَّذِى خَلَقَكُمْ وَالَّذِينَ مِنْ قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ - اَلَّذِى جَعَلَ لَكُمُ اْلأَرْضَ فِرَاشًا وَالسَّمَاۤءَ بِنَاۤءً وَاَنْزَلَ مِنَ السَّمَاۤءِ مَاۤءً فَاَخْرَجَ بِهِ مِنَ الثَّمَرَاتِ رِزْقاً لَكُمْ فَلاَ تَجْعَلُوا ِاللّٰهِ اَنْدَادًا وَاَنْتُمْ تَعْلَمُونَ 1

Yani, “Ey insanlar! Sizi ve sizden evvelkileri yaratan Rabbinize ibadet ediniz ki, takvâ mertebesine vâsıl olasınız. Ve yine Rabbinize ibadet ediniz ki, arzı size döşek, semayı binanıza dam yapmış ve semâdan suları indirmiş ki, sizlere rızık olmak üzere yerden meyve ve sair gıdaları çıkartsın. Öyleyse, Allah’a misil ve şerik yapmayınız. Bilirsiniz ki, Allah’tan başka mâbud ve hâlıkınız yoktur.”

Mukaddeme

Akaidî ve imanî hükümleri kavî ve sabit kılmakla meleke haline getiren, ancak ibadettir. Evet, Allah’ın emirlerini yapmaktan ve nehiylerinden sakınmaktan ibaret olan ibadetle, vicdanî ve aklî olan imanî hükümler terbiye ve takviye edilmezse, eserleri ve tesirleri zayıf kalır. Bu hale, âlem-i İslâmın hâl-i hazırdaki vaziyeti şahittir.

Ve keza, ibadet, dünya ve âhiret saadetlerine vesile olduğu gibi, maaş ve maâde, yani dünya ve âhiret işlerini tanzime sebeptir ve şahsî ve nev’î kemâlâta vasıtadır ve Hâlık ile abd arasında pek yüksek bir nisbet ve şerefli bir rabıtadır.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Bakara Sûresi, 2:21-22.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: 17-20. âyetin tefsiri / Sonraki Risale: 23-24. âyetin tefsiri
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

abd : köle, kul
âhiret : öteki dünya, öldükten sonraki ebedî hayat
akaidî : inançla ilgili, iman esaslarıyla ilgili
âlem-i İslâm : İslâm âlemi, dünyası
arz : dünya
Hâlık : her şeyi yaratan Allah
hâl-i hazır : şimdiki hal
kavî : güçlü, kuvvetli
keza : bunun gibi
maâd : dönüş, varış yeri, âhiret
maaş : kazanma yeri ve zamanı; dünya hayatı
mâbud : kendisine kulluk edilen
meleke : alışkanlık, kabiliyet
misil : eş, benzer
mukaddeme : başlangıç, giriş
nehiy : yasak
nev'î kemâlât : mükemelliklerin, faziletlerin türü, çeşiti
nisbet : bağ
Rab : her bir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri veren, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulunduran Allah
rabıta : bağ
saadet : mutluluk
sair : diğer, başka
sema : gök
şerîk : ortak
takvâ : Allah’tan korkup emir ve yasaklarına titizlikle uyma
takviye : güçlendirme
tanzim : düzenleme
terbiye : belli bir amaca erişecek şekilde geliştirme, olgunlaştırma
vâsıl olmak : ulaşmak
vasıta : araç, sebep
Yükleniyor...