Sonra, Cenâb-ı Hakkın emirlerine ve nehiylerine itaat ve inkıyadı tesis ve temin etmek için, Sâniin azametini zihinlerde tesbit etmeye ihtiyaç vardır. Bu tesbit de, ancak akaid ile, yani ahkâm-ı imaniyenin tecellîsiyle olur. İmanî hükümlerin takviye ve inkişaf ettirilmesi, ancak tekrar ile teceddüd eden ibadetle olur.

İkincisi: İbadet, fikirleri Sâni-i Hakîme çevirttirmek içindir. Abdin Sâni-i Hakîme olan teveccühü, itaat ve inkıyadını intaç eder. İtaat ve inkıyad ise, abdi intizam-ı ekmel altına idhal eder. Abdin intizam altına girmesiyle ve nizama ittibâ etmesiyle, hikmetin sırrı tahakkuk eder. Hikmet ise, kâinat sahifelerinde parlayan san’at nakışlarıyla tebarüz eder.

Üçüncüsü: İnsan, santral gibi, bütün hilkatın nizamlarına ve fıtratın kanunlarına ve kâinattaki nevâmis-i İlâhiyenin şualarına bir merkezdir. Binaenaleyh, insanın, o kanunlara intisap ve irtibat etmesi ve o namusların eteklerine yapışıp temessük etmesi lâzımdır ki, umumî cereyanı temin etsin. Ve tabakat-ı âlemde deveran eden dolapların hareketlerine muhalefetle o dolapların çarkları altında ezilmesin. Bu da, ancak o emir ve nevâhîden ibaret olan ibadetle olur.

Dördüncüsü: Emirleri imtisal, nehiylerden içtinap etmek sayesinde, bir fert, heyet-i içtimaiyede çok mertebelerle nisbet peyda eder ve alâkadar olur. Bilhassa ahkâm-ı diniye ve mesalih-i umumiye hususunda, bir fert, bir nevi hükmüne geçer. Yani, pek çok hukuklar, haysiyetler, irşadlar, tâlimler, ıslahlar gibi vazifeler, bir şahsa yüklenir. Eğer o emri imtisal, nevâhîden içtinap eden o şahıs olmasa, o vazifeler tamamen pâyimâl olur.

Beşincisi: İnsan, İslâmiyet sayesinde, ibadet saikasıyla bütün Müslümanlara karşı sabit bir münasebet peyda eder ve kavî bir irtibat ve bağlılık elde eder. Bunlar ise, sarsılmaz bir uhuvvete, hakikî bir muhabbete sebep olur. Zaten heyet-i içtimaiyenin kemâline ve terakkisine ilk ve en birinci basamaklar, uhuvvet ile muhabbettir.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: 17-20. âyetin tefsiri / Sonraki Risale: 23-24. âyetin tefsiri
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

abd : köle, kul
ahkâm-ı diniye : dinin hükümleri, esasları
ahkâm-ı imaniye : iman esasları
akaid : inanç; iman esasları
alâkadar : alâkalı, ilgili
azamet : büyüklük, yücelik
binaenaleyh : bundan dolayı
Cenâb-ı Hak : Hakkın ta kendisi olan sonsuz şeref ve yücelik sahibi Allah
cereyan : akım, gidişat
deveran etme : dönme
fıtrat : yaratılış
hakikî : gerçek
haysiyet : itibar, özellik
heyet-i içtimâiye : toplumsal yapı, sosyal toplum
hikmet : fayda, gaye; herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması ve san’atlı yaratılması
hilkat : yaratılış
ıslah : düzeltme, iyileştirme
içtinap etmek : kaçınmak
imtisal : emre uyma, boyun eğme
inkıyad : boyun eğme, itaat etme
inkişaf ettirme : geliştirme
intaç etmek : sonuç vermek
intisap : bağlanma, mensup olma
intizam-ı ekmel : çok mükemmel düzen, disiplin
irşad : doğru yolu gösterme
irtibat etme : bağlı olma, bağlanma
ithal etme : içine dahil etme, katma, sokma
ittiba etmek : tabi olmak, uymak
kavî : güçlü, kuvvetli
kemâl : mükemmellik, olgunluk
mesalih-i umumiye : genele ait menfaatlar, yararlar
muhabbet : sevgi
muhalefet : aykırılık, zıtlık
münasebet : bağlantı, ilişki
nehiy : yasaklama
nevâhî : yasaklar
nevâmis-i İlâhiye : Allah’ın kanunları
nevi : çeşit, tür
nisbet : bağ
nizam : düzen, kanun
pâyimâl : çiğnenmiş, ayak altına alınmış
peyda etmek : meydana gelmek. oluşmak
saika : sebep, sevk etme
Sâni : herşeyi san’atlı ve mükemmel bir şekilde yaratan Allah
Sâni-i Hakîm : her şeyi hikmetle ve san’atlı bir şekilde yaratan Allah
şua : ışık, parıltı
tabakat-ı âlem : âlem tabakaları
tahakkuk : gerçekleşme
talim : öğretme, eğitme
tebarüz etmek : ortaya çıkmak, görünmek
teceddüd : yenilenme, tazelenme
tecellî : görünme, yansıma
temessük etmek : tutunmak, yapışmak
temin etmek : sağlamak
terakki : ilerleme, yükselme
teveccüh : yönelme
uhuvvet : kardeşlik
umumî : genel
Yükleniyor...