Ve keza, sıfatlar da mümkinattan oldukları cihetle, Sânie delâlet ettiklerine işarettir. Zira cisimleri teşkil eden zerreler, büyüklük-küçüklük, çirkinlik-güzellik gibi gayr-ı mütenâhi ahval ve keyfiyetleri kabul etmekte müsavidirler. Yani bir zerrenin, bin keyfiyeti kabul etmeye kabiliyeti vardır ve bir hâlet, binlerce zerrelere hal olabilir. Binaenaleyh, güzellik gibi bir sıfat, binlerce zerrelere ve dolayısıyla cisimlere sıfat olabildiği halde, o kadar imkânat ve ihtimaller içinde muayyen bir cisme tayin edildiği zaman, herhalde bir kast ile, bir hikmet altında, bir zâtın irade ve tahsisiyle, binlerce cisimler arasında o cisim, o sıfata mevsuf kılınmıştır.

1 لَكُمْ Bu ل ihtisas için değildir, ancak sebebiyeti ifade ediyor. Yani arzın tefrişine sebep, yani vesile, insandır. Bu misafirhanedeki ziyafet onun namına verildi. Fakat istifade, insanlara mahsus ve münhasır değildir. Öyleyse insanların ihtiyacından, istifadesinden fazla kalana abes denilemez.

2 فِرَاشًا Bu tâbir, garip bir nükte-i belâgate işarettir. Çünkü, arzın sıkletinden dolayı suya batıp kaybolması tabiatının icabatından olduğu halde, Cenâb-ı Hak, merhametiyle bir kısmını dışarıda bırakarak, insanlar için bir mesken ve nimetlerine bir mâide, yani bir sofra olmak üzere tefriş etmiştir.

Ve keza فِرَاشًا tâbirinden anlaşılıyor ki, arz, bir hanenin tabanı gibi insan ve hayvanlara ferş ve bast edilmiştir. Öyleyse arzdaki nebatat ve hayvanat, hanedeki efrad-ı aile ile erzak vesaire gibi levazım-ı beytiye hükmündedir.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Size, sizin için.
2 : Döşek.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: 17-20. âyetin tefsiri / Sonraki Risale: 23-24. âyetin tefsiri
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

abes : anlamsız, gayesiz, boş
ahvâl : haller, durumlar
arz : yer, dünya
binaenaleyh : bundan dolayı
Cenâb-ı Hak : Hakkın ta kendisi olan sonsuz şeref ve yücelik sahibi Allah
cihet : yön, taraf
delâlet : delil olma, gösterme
efrad-ı aile : aile fertleri, bireyleri
erzak : rızıklar, yenilecek ve içilecek şeyler
ferş ve bast edilme : döşenme ve serilip yayılma
garip : şaşırtıcı, harika
gayr-ı mütenâhi : sınırsız, sonsuz
hâlet : durum, hâl
hayvanat : hayvanlar
hikmet : fayda, gaye
icabat : gereği olan şeyler
ihtisas (lâmu’t-Tahsîs) : ait olma, özgü ve has olma bildiren lâm, Meselâ; “Elhamdü lillah” “Hamd Allah’a mahsustur” gibi
imkânat : olasılıklar, ihtimaller
irade : dileme, istek, tercih
kabiliyet : yetenek
keyfiyet : durum, nitelik
keza : bunun gibi
levazım-ı beytiye : ev için gerekli ihtiyaçlar, gereçler
mahsus : has, özel
mâide : sofra
mesken : ev, barınma yeri
mevsuf : nitelendirilen, vasıflandırılan
muayyen : belirlenmiş, kararlaştırılmış
mümkinat : olması imkân dahilinde olan, varlığı Allah’ın var etmesine bağlı olan şeyler
münhasır : bir şeyle sınırlı
müsâvi : eşit, denk
nam : ad
nebatat : bitkiler
nükte-i belâğat : belâğat nüktesi, ifade inceliği
Sâni : herşeyi mükemmel ve san’atlı bir şekilde yaratan Allah
sıklet : ağırlık
tabiat : yaratılış, karakter
tâbir : ifade etme, söz
tahsis : tercih etme, mahsus kılma
tayin : belirleme, belirli kılma
tefriş : döşeme
teşkil etmek : oluşturmak, meydana getirmek
zerre : atom, maddenin en küçük parçası
zira : çünkü
Yükleniyor...