Öyleyse 1 اَخْرَجَ , اَنْزَلَ’ye atıf değildir.

Ancak, inzali takip eden fiillerin silsilesi ortadan kaldırılarak o fiillerin neticesi hükmünde olan اَخْرَجَ, اَنْزَلَ’ye atfedilmiştir. Takdir-i kelâm şöyle olsa gerekir:

وَ اَنْزَلَ مِنَ السَّمَاۤءِ مَاۤءً فَاهْتَزَّتِ اْلاَرْضُ وَرَبَتْ وَاَخْضَرَتْ وَ اَنْبَتَتْ فَاَخْرَجَ بِهِ مِنَ الثَّمَرَاتِ 2

Bu itibarla, inzali takip eden 3 اِهْتَزَّتْ fiilidir. ف’nin de asıl mevkii, اِهْتَزَّتْ'dir. بِهِ’deki ب harfi, sebebiyetle karışık ilsak mânâsınadır. Yani, su, semeratın husulüne sebep olduğu gibi, semerata mülsak, karışık, yapışık olduğundan da, semeratın taravet ve tazeliğini muhafazaya vesiledir. 4 مِنَ الثَّمَرَاتِ’deki مِنْ beyan ile karışık ibtidayı ifade eder.

Bu itibarla 5 اَخْرَجَ’ye mef’ul olamaz, ancak sâmi’in fehmine göre tayin edilen mef’ul-ü mukadderdir. مِنَ الثَّمَرَاتِ ise, o mef’ule beyandır. Takdir-i kelâm 6 فَاَخْرَجَ بِهِ (اَنْوَاعًا) مِنَ الثَّمَرَاتِ şeklindedir. Nekre olarak 7 رِزْقًا’nın zikredilmesi, bu rızkın nereden ve neyle husule geldiği size meçhul olduğuna işarettir.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : İndirdi, çıkardı.
2 : Semadan bir su indirdi, yeryüzü harekete gelip kabardı, yeşillendi, bitkiler verdi, o suyla meyveler çıkardı.
3 : Titredi, hareketlendi.
4 : Meyvelerden.
5 : Çıkardı.
6 : “O suyla çeşit çeşit meyvelerden (rızık) çıkardı.” Bakara Sûresi, 2:22.
7 : Rızık olarak.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: 17-20. âyetin tefsiri / Sonraki Risale: 23-24. âyetin tefsiri
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

atıf : bağlı, bağlama
beyan : açıklama
fehm : anlayış, kavrayış
husul : oluşma, ortaya çıkma
husule gelmek : oluşmak, meydana gelmek
ibtida : başlangıç
ilsak : yapıştırma, bitiştirme, bitişme
inzâl : indirme
itibar : özellik
itibarla : özelliğiyle
meçhul : bilinmeyen, bilinmez
mef’ul : yapılan iş, öznenin yaptığı işten etkilenen, nesne, tümleç
mef’ul-ü mukadder : lâfız olarak metinde yer almayan, ancak sözün gelişiyle belirlenen nesne, tümleç
mevki : yer, makam
mülsak : yapışık, bitişik
nekre : gr. başına “el” takısı almamış, sonu iki üstün, iki esre, iki ötre ile biten mânâsı kapalı, belirsiz isim
sâmi’ : işiten, dinleyen
semerat : meyveler, mahsuller
silsile : sıra, dizi
takdir-i kelâm : sözün gelişi; lâfız olarak zikredilmediği halde, görünen lâfzın altında kapalı olarak bulunan söz, mânâ
taravet : tazelik
tayin : belirleme
ب : sebep ve ilsak “be”si
Yükleniyor...