İlm-i nahivce, birisine fi’lü’ş-şart, ikincisine cezaü’ş-şart denir. Bu iki cümle arasında, hararetle ateş arasında olduğu gibi “lüzum” lâzımdır. Halbuki bu iki cümle arasında lüzum görünmüyor. Binaenaleyh, âyetin ihtisarı dolayısıyla, ortadan kaldırılan cümlelere müracaat lâzımdır. Mukadder cümleler ise, 1 تَشَبَّثُوا وَجَبَ التَّشَبُّثُ تَعَلَّمُوا وَجَرِّبُوا emirleridir. Bunlar, sırayla, ikincisi birincisine lâzımdır. Yani ityan (delil getirmek), tecrübeye lâzımdır; tecrübe taallüme, taallüm vücub-u teşebbüse, vücub-u teşebbüs de teşebbüse, teşebbüs de raybe lâzımdır. Demek bu kadar lüzumların takdiri lâzımdır ki, “Kur’ân’ın bir mislini getiriniz” ile “Kur’ân’da şüpheniz varsa” arasında lüzum tezahür edebilsin.

2 ﴾وَادْعُوا شُهَدَۤاءَكُمْ مِنْ دُونِ اللّٰهِ﴿ Bu cümlenin, üç vecihle mâkabliyle irtibatı vardır.

Birinci vecih: “Kur’ân’a muaraza etmekten zahir olan aczimiz, bütün insanların aczini istilzam etmez. Biz yapamadık, ama başkaları yapabilirler” diye zihinlerine gelen vesveseyi def etmek için, Kur’ân-ı Kerim, bu âyetin lisanıyla, “Büyüklerinizi, reislerinizi de çağırınız, size yardım etsinler” diye onları ilzam etmiştir.

İkinci vecih: “Eğer biz muaraza teşebbüsünde bulunsak, bizi destekleyen, müdafaa eden yoktur” diye ileri sürdükleri zuumlarını da reddetmiştir ki, “Herhangi bir meslek olursa olsun, mutaassıpları çoktur. Muaraza ettiğiniz takdirde, sizi müdafaa eden çok olur” diye onları iskât etmiştir.

Üçüncü vecih: Kur’ân-ı Kerim, sanki onlara istihzaen diyor ki: “Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm, bütün insanlara nübüvvetini tasdik ettirmek için Allah’ından yardım istedi. Allah’ı da, Kur’ân’ına sikke-i i’câzı basarak pek çok insanlara tasdik ettirdi. Sizin âlihelerinizden bir faideniz varsa, siz de onları çağırınız, size yardım etsinler.”

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Teşebbüs ediniz. Teşebbüs şarttır. Öğreniniz ve tecrübe ediniz.
2 : “Allah'tan başka güvendiklerinizin hepsini çağırın.” Bakara Sûresi, 2:23
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: 21-22. âyetin tefsiri / Sonraki Risale: 25. âyetin tefsiri
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

acz : acizlik, güçsüzlük
Aleyhissalâtü Vesselâm : Allah’ın salât ve selâmı onun üzerine olsun
âlihe : bâtıl ilâhlar, tanrılar
binaenaleyh : bundan dolayı
cezaü’ş-şart : şart cümlesinin karşılığı ve cevabı olarak gelen kısım, meselâ, “gelirsen görüşürüz” cümlesinde “görüşürüz” cezaü’ş-şarttır
def etmek : gidermek, uzaklaştırmak
fiilü’ş-şart : şart fiili; şart edatını takip eden fiil, meselâ, “gelirsen görüşürüz” cümlesinde “gelirsen” fiili fiilü’ş-şarttır
hararet : sıcaklık
ihtisar : kısaltma, özetleme
ilm-i nahiv : gr. Arapçada cümle yapısını inceleyen ilim dalı
ilzam etmek : susturmak
irtibat : bağ, ilişki
iskât etme : susturma
istihzaen : alay ederek
istilzam etme : gerektirme
lisan : dil
mâkabli : önceki, öncesi
misl : benzer
muâraza : sözle mücadele, yarışma, karşı gelme
mukadder : gr. lâfız olarak zikredilmediği halde gizli olarak kastedilen mânâ
mutaassıp : aşırı, sıkı sıkıya bağlı olan, tutucu
müdafaa : savunma
nübüvvet : peygamberlik, elçilik
rayb : şüphe, tereddüt
reis : başkan, lider
sikke-i i’câz : mu’cizelik damgası, mührü
taallüm : öğrenme
takdir : belirleme, tespit etme
tasdik : doğrulama, onaylama
teşebbüs : girişme, girişimde bulunma
tezahür etme : görünme, ortaya çıkma
vecih : şekil, tarz, yön
vesvese : kuruntu, şüphe
vücub-u teşebbüs : girişimin gerekliliği
zahir olmak : açık olmak, görünmek, ortaya çıkmak
zuum : yanlış kanaat, batıl inanç, kuru iddia
Yükleniyor...