1 ﴾وَاُتُوا بِهِ مُتَشَابِهًا﴿ Bu cümle, itiraziyedir. Yani, yeni bir hükmü ifade etmek için zikrine lüzum olmadığı halde, 2 هٰذَا الَّذِى رُزِقْنَا مِنْ قَبْلُ cümlesindeki hükmü tasdik ve illetini beyan etmek üzere, evvelki cümleye bir zeyil ve bir fezleke olarak zikredilmiştir.
Bina-i meçhul sigasıyla 3 اُتُوا'nün zikredilmesi, ehl-i Cennetin işleri, hademeleri tarafından görülmekte olduğuna işarettir.
4 مُتَشَابِهًا Yani zahiren ve şeklen bir olduğundan, ülfet lezzetini veriyor; bâtınen ve taâmen de ayrı olduğu cihetle, teceddüd lezzetini veriyor. Bu itibarla مُتَشَابِهًا kelimesi, her iki lezzeti ima ediyor.
5 ﴾وَلَهُمْ فِيهَا اَزْوَاجٌ مُطَهَّرَةٌ﴿ Bu cümle 6 اَنَّ لَهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِى ...الخ cümlesine atıftır. Atfın tarafeyni arasında lâzım olan münasebetin iktizasınca, takdir-i kelâm şöyle olsa gerektir: “Onlar, kendi cisimleri için bir meskene muhtaç oldukları gibi, kadınları için de bir meskene muhtaçtırlar.”
لَهُمْ kelimesi ihtisası ifade ettiği cihetle, o ezvacın, onların mülkü ve onlara mahsus olduklarına delâlet ettiği gibi, dünya kadınlarından başka 7 حُورٌ عِينٌ ile tâbir edilen bir kısım kadınlar da onlar için yaratılmış olduğunu îmaen gösteriyor.
Bina-i meçhul sigasıyla 3 اُتُوا'nün zikredilmesi, ehl-i Cennetin işleri, hademeleri tarafından görülmekte olduğuna işarettir.
4 مُتَشَابِهًا Yani zahiren ve şeklen bir olduğundan, ülfet lezzetini veriyor; bâtınen ve taâmen de ayrı olduğu cihetle, teceddüd lezzetini veriyor. Bu itibarla مُتَشَابِهًا kelimesi, her iki lezzeti ima ediyor.
5 ﴾وَلَهُمْ فِيهَا اَزْوَاجٌ مُطَهَّرَةٌ﴿ Bu cümle 6 اَنَّ لَهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِى ...الخ cümlesine atıftır. Atfın tarafeyni arasında lâzım olan münasebetin iktizasınca, takdir-i kelâm şöyle olsa gerektir: “Onlar, kendi cisimleri için bir meskene muhtaç oldukları gibi, kadınları için de bir meskene muhtaçtırlar.”
لَهُمْ kelimesi ihtisası ifade ettiği cihetle, o ezvacın, onların mülkü ve onlara mahsus olduklarına delâlet ettiği gibi, dünya kadınlarından başka 7 حُورٌ عِينٌ ile tâbir edilen bir kısım kadınlar da onlar için yaratılmış olduğunu îmaen gösteriyor.
Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:
1 : Benzer (dünyadakine) olarak verilmiştir.
2 : “Bu, bundan önce (dünyada) bize verilenlerdendir.” Bakara Sûresi, 2:25.
3 : Verildiklerinde (yedirildikleri vakit).
4 : Benzer.
5 : Onlar için orada tertemiz eşler vardır.
6 : Onlar için altında nehirler akan cennetler vardır.
7 : Güzel gözlü (ceylan gözlü) kadınlar.
2 : “Bu, bundan önce (dünyada) bize verilenlerdendir.” Bakara Sûresi, 2:25.
3 : Verildiklerinde (yedirildikleri vakit).
4 : Benzer.
5 : Onlar için orada tertemiz eşler vardır.
6 : Onlar için altında nehirler akan cennetler vardır.
7 : Güzel gözlü (ceylan gözlü) kadınlar.
Önceki Risale: 23-24. âyetin tefsiri / Sonraki Risale: 26-27. âyetin tefsiri