1 ﴾وَاَمَّا الَّذِينَ كَفَرُوا﴿ ilâ âhir. Bu cümlenin evvelki cümle ile cihet-i irtibatı: Evet, temsilât-ı Kur’ân’iyedeki hikmeti fehmetmek için Allah cânibinden nur-u imanla bakmak lâzım olduğuna evvelki cümle ile işaret edilmiştir. Bu cümlede ise, mezkûr temsilâttaki hikmetin adem-i fehmini intac eden ve aynı zamanda evham ve bahaneler yuvasına giden yol gösterilmiştir. Şöyle ki:
Alçak nefis tarafından herşeyi karanlıklı gösteren küfür zulmetiyle temsilât-ı Kur’âniyeye bakan olursa, tabiî o temsilâtın hikmetini anlayamaz, evhama kapılır. Kalbindeki marazın yardımıyla, her vehim onun nazarında bir dev kesilir; tarik-i hakkı kaybeder, tereddütlere maruz kalır. Sonra istifhama, yani sorup sual etmeye başlar, içinden çıkamaz; en nihayet iş inkâra dayanır, inkârın içinde kalır. Kur’ân-ı Kerim, ihtisar ve kinaye tarikiyle onların inkârı tazammun eden istifhamlarına, 2 مَاذَاۤ اَرَادَ اللّٰهُ بِهٰذَا مَثَلاً cümlesiyle işaret etmiştir. Ve bu işaret içindir ki, evvelki cümlede mezkûr olan 3 يَعْلَمُونَ'ye mutabakat için, burada لاَ يَعْلَمُونَ’nin zikri lâzım iken مَاذَۤا اَرَادَ اللّٰهُ بِهٰذَا مَثَلاً ilâ âhir, denilmiştir. 5 يُضِلُّ بِهِ كَثِيرًا وَيَهْدِى بِهِ كَثِيرًا Bu cümle, onların temsilâtının sebebini, ille-i gaiyesini anlamak üzere 6 مَاذَا ile yaptıkları istifhama cevaptır.
Alçak nefis tarafından herşeyi karanlıklı gösteren küfür zulmetiyle temsilât-ı Kur’âniyeye bakan olursa, tabiî o temsilâtın hikmetini anlayamaz, evhama kapılır. Kalbindeki marazın yardımıyla, her vehim onun nazarında bir dev kesilir; tarik-i hakkı kaybeder, tereddütlere maruz kalır. Sonra istifhama, yani sorup sual etmeye başlar, içinden çıkamaz; en nihayet iş inkâra dayanır, inkârın içinde kalır. Kur’ân-ı Kerim, ihtisar ve kinaye tarikiyle onların inkârı tazammun eden istifhamlarına, 2 مَاذَاۤ اَرَادَ اللّٰهُ بِهٰذَا مَثَلاً cümlesiyle işaret etmiştir. Ve bu işaret içindir ki, evvelki cümlede mezkûr olan 3 يَعْلَمُونَ'ye mutabakat için, burada لاَ يَعْلَمُونَ’nin zikri lâzım iken مَاذَۤا اَرَادَ اللّٰهُ بِهٰذَا مَثَلاً ilâ âhir, denilmiştir. 5 يُضِلُّ بِهِ كَثِيرًا وَيَهْدِى بِهِ كَثِيرًا Bu cümle, onların temsilâtının sebebini, ille-i gaiyesini anlamak üzere 6 مَاذَا ile yaptıkları istifhama cevaptır.
Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:
1 : İnkâr edenler ise.
2 : “Allah bu gibi hakîr misallerden neyi irade etmiştir?” Bakara Sûresi, 2:26.
3 : Onlar bilirler.
4 : Onlar bilmezler.
5 : “Allah, onunla çoklarını dalâlete atar ve çoklarını da hidayete götürür.” Bakara Sûresi, 2:26.
6 : Ne?
2 : “Allah bu gibi hakîr misallerden neyi irade etmiştir?” Bakara Sûresi, 2:26.
3 : Onlar bilirler.
4 : Onlar bilmezler.
5 : “Allah, onunla çoklarını dalâlete atar ve çoklarını da hidayete götürür.” Bakara Sûresi, 2:26.
6 : Ne?
Önceki Risale: 25. âyetin tefsiri / Sonraki Risale: 28. âyetin tefsiri