Ve keza, herşeyin ve her işin tekâmülü, zıtlarının mukabele ve rekabet etmeleriyle olur. Meselâ hidayetin tekâmülüne dalâlet yardım ettiği gibi, imanın tekâmülüne de küfür yardım eder. Çünkü küfür ve dalâletin ne derece pis ve zararlı olduklarını gören bir mü’minin imanı ve hidayeti, birden bine çıkar. Bu iki cihet, teklifin eser ve semeresidir. Ve bu iki cihet itibarıyla teklif, saadet-i nev’iyenin yegâne âmilidir.
1 ﴾وَمَا يُضِلُّ بِهِۤ اِلاَّ الْفَاسِقِينَ﴿ Bu cümlenin mâkabliyle münasebeti: Evet, Kur’ân-ı Kerim 2 يُضِلُّ بِهِ كَثِيرًا cümlesinde dalâlete atılanlar kimler olduğunu beyan etmeyip müphem bıraktığından, sâmi korktu. “Acaba o dalâlete atılanlar kimlerdir? Sebep nedir? Kur’ân’ın nurundan zulmet nasıl geliyor?” diye sorduğu bu üç sual, şu cümleyle cevaplandırılmıştır ki: “Onlar, fâsıklardır. Dalâlete atılmaları, fısklarının cezasıdır. Fısk sebebiyle, fâsıklar hakkında nûr nâra, ziya zulmete inkılâp eder.” Evet, şemsin ziyasıyla, pis maddeler taaffün eder, kokar, berbat olur.
1 ﴾وَمَا يُضِلُّ بِهِۤ اِلاَّ الْفَاسِقِينَ﴿ Bu cümlenin mâkabliyle münasebeti: Evet, Kur’ân-ı Kerim 2 يُضِلُّ بِهِ كَثِيرًا cümlesinde dalâlete atılanlar kimler olduğunu beyan etmeyip müphem bıraktığından, sâmi korktu. “Acaba o dalâlete atılanlar kimlerdir? Sebep nedir? Kur’ân’ın nurundan zulmet nasıl geliyor?” diye sorduğu bu üç sual, şu cümleyle cevaplandırılmıştır ki: “Onlar, fâsıklardır. Dalâlete atılmaları, fısklarının cezasıdır. Fısk sebebiyle, fâsıklar hakkında nûr nâra, ziya zulmete inkılâp eder.” Evet, şemsin ziyasıyla, pis maddeler taaffün eder, kokar, berbat olur.
اَلَّذِينَ يَنْقُضُونَ عَهْدَ اللّٰهِ مِنْ بَعْدِ مِيثَاقِهِ وَيَقْطَعُونَ مَۤا اَمَرَ اللّٰهُ بِهِۤ اَنْ يُوصَلَ وَيُفْسِدُونَ فِى اْلاَرْضِ 3
Bu cümlenin evvelki cümle ile veçh-i nazmı: Evet, bu cümle ile fısk, şerh ve beyan edilmiştir. Şöyle ki: Fısk, hakdan udul, ayrılmak, hadden tecavüz, hayat-ı ebediyeden çıkıp terk etmektir. Fıskın menşei, kuvve-i akliye, kuvve-i gazabiye, kuvve-i şeheviye denilen üç kuvvetin ifrat ve tefritinden neş’et eder.Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:
1 : “Verdiği misallerle Allah ancak fâsıkları saptırır.” Bakara Sûresi, 2:26.
2 : Allah, onunla çoklarını dalâlete atar.
3 : “Fâsıklar öyle kimselerdir ki, Allah’a itaatten çıkıp, mîsak-ı ezelîde yaptıkları ahidlerini bozarlar ve Allah’ın akrabalar ve mü’minler arasında emrettiği bağlantıyı keserler; yeryüzünde fesat ve bozgunculuk çıkarırlar.” Bakara Sûresi, 2:27.
2 : Allah, onunla çoklarını dalâlete atar.
3 : “Fâsıklar öyle kimselerdir ki, Allah’a itaatten çıkıp, mîsak-ı ezelîde yaptıkları ahidlerini bozarlar ve Allah’ın akrabalar ve mü’minler arasında emrettiği bağlantıyı keserler; yeryüzünde fesat ve bozgunculuk çıkarırlar.” Bakara Sûresi, 2:27.
Önceki Risale: 25. âyetin tefsiri / Sonraki Risale: 28. âyetin tefsiri


