Kur’ân-ı Kerim, takvâyı üç mertebesiyle zikretmiştir: Birincisi; şirki terk, İkincisi; maâsiyi terk, Üçüncüsü; mâsivâullahı terk etmektir.

Tahliye تَحْلِيَه ise, hasenat ile olur. Hasenat da, ya kalble olur veya kalıp ve bedenle olur veyahut mal ile olur. A’mâl-i kalbînin şemsi, imandır. A’mâl-i bedeniyenin fihristesi, namazdır. A’mâl-i mâliyenin kutbu, zekâttır.

S - 1 اَلَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ hal iktizasına göre îcaz ise de, aynı mânâyı ifade eden اَلْمُؤْمِنُونَ kelimesine nazaran itnabdır (uzundur). Evet, اَلْ harfi, 2 اَلَّذِينَ ile 3 مُؤْمِنُونَ kelimesi 4 يُؤْمِنُونَ fiiliyle tebdil edilmiştir. Bu itnabın, îcâza tercih sebebi nedir?

C - اَلَّذِينَ esmâ-i müphemeden olduğundan, onu tayin ve temyiz eden yalnız sılasıdır. Demek bütün kıymet, sılasına aittir; başka sıfatlarında hiç kıymet yoktur. Bu ise, burada sılası olan imana büyük bir azamet vermekle insanları iman etmeye teşvik eder. Amma مُؤْمِنُونَ kelimesine bedel fiil sigasıyla يُؤْمِنُونَ’nin tercihi, iman fiilini hayal nazarına gösterip keyfiyetin tasvir edilmesine, dahilî ve haricî delillerin tecellîsiyle imanın istimrar ve devam ile teceddüt etmesine işarettir.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “Onlar ki gayba inanırlar.” Bakara Sûresi, 2:3.
2 : Onlar ki .
3 : Mü'minler, Allah'a inananlar.
4 : İnanırlar.
Önceki Risale: 2. âyetin Tefsiri / Sonraki Risale: 4. âyetin Tefsiri
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

A’mâl-i bedeniye : bedenle yapılan ameller; namaz gibi
A’mâl-i kalbî : kalble yapılan ameller, kalbe ait işler; iman etmek gibi
A’mâl-i mâliye : mal ile yapılan ameller; zekat gibi
azamet : büyüklük
delil : işaret, alâmet; kendisine, doğru bir bakış açısıyla bakıldığında istenilen hedefe ulaştıran şey
esmâ-i müpheme : gr. ism-i mevsuller; mânâsı kapalı isimler; yalnız başına müstakil bir mânâ taşımayan ancak kendinden sonra gelen cümle ile (sıla cümlesi) birlikte bir mânâ içeren isimler
fihriste : özet
haricî : dışa ait
hasenat : iyilikler, sevaplar
îcâz : sözü kısaltma; maksadı az sözle açık ve net bir şekilde ifade etme
iktiza : gereklilik
itnab : sözü uzatma; yeni bir fayda için, maksadı alışılmamış bir tarzda uzun bir söz ile ifade etme
keyfiyet : nitelik
kutb : kutup; eşyayı kendinde toplayan uç, esas
maâsi : isyanlar, günahlar
mâsivâullah : Allah’tan başka her şey
nahif : zayıf
nazar : bakış, görüş
remzen : gizli bir mânâyı ince bir işaretle göstererek
sıfat : vasıf, özellik, nitelik
sıla : gr. sıla cümlesi; Arapça’da “ellezî=öyleki” gibi müphem isimlerden hemen sonra gelip öncesini açıklayan cümle
siga : gr. kip, kalıp
şems : güneş
şirk : Allah’a ortak koşma
tahliye : temizlemek, boşaltmak
takvâ : Allah’tan korkup emir ve yasaklarına titizlikle uyma
tasvir etmek : canlandırarak anlatmak, şekillendirerek bildirmek
tayin : belirlemek
tebdil : değiştirme
temyiz : ayırt etme, kapalı bir şeyi anlaşılır kılma
Yükleniyor...