Onuncu burhan: Bu burhan, binlerce burhanları müçtemidir. Bu burhanları, çok âyetler tazammun etmişlerdir. Evet, Kur’ân-ı Kerim, çok âyetlerinden haşre nâzır pencereler açmıştır.

Ezcümle, 1 وَقَدْ خَلَقَكُمْ اَطْوَارًا âyetiyle, saadet-i ebediyeye yol açan bir kıyas-ı temsilîye işaret etmiştir. Kezâlik, 2 وَمَا رَبُّكَ بِظَلاَّمٍ لِلْعَبِيدِ âyet-i kerimesiyle, o saadeti gösteren bir kıyas-ı adlîye işaret etmiştir.

Birinci âyetle işaret edilen kıyas-ı temsilî: Evvelâ insanın vücuduna bak. Nasıl tavırdan tavıra, yani nutfeden alakaya, alakadan mudgaya, mudgadan et ve kemiğe, et ve kemikten insan suretine bir kast, bir irade ve bir ihtiyar altında mahsus kanunlarla, muayyen nizamlarla, muntazam hareketlerle intikal ettiğini ve kalıptan kalıba girip çıktığını gör.

Sonra insanın bekàsına dikkat et. İnsan, bu vücut libasını her sene değiştirir. Bu vücut değişmesi, bedendeki hüceyratın yıkılıp yapılmasıyla olur. Bu tamirat da, bütün âzânın erzak mahzeni hükmünde olan Cenâb-ı Hakkın bir kanun-u mahsusla ihzar ettiği o madde-i lâtifeden alınan ecza ile yapılır. Sonra o madde-i lâtifenin ahvaline bak. Nasıl âzânın ihtiyaçlarına göre muayyen bir kanunla taksim edilir ve bedenin her tarafına mahsus bir nizamla muntazaman dağıtılır.

Yine şâyân-ı dikkattir ki, o madde-i lâtife, dört matbahta pişirildikten sonra ve dört inkılâptan geçtikten sonra ve dört süzgeçten tasfiye edildikten sonra rızık olarak taksim edilir. Hem yine şâyân-ı dikkattir ki, o madde-i lâtife, yemeklerin ruhu ve hülâsasıdır. O yemekler âlem-i anasırda dağınık menbalardan muntazam bir düstur ile, mahsus bir nizam ile cem’ ve tahsil edilirler.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “Oysa, sizi türlü merhalelerden geçirerek O yaratmıştır.” Nuh Sûresi, 71:14.
2 : “Rabbin, kullara zulmedici değildir.” Fussilet Sûresi, 41:46.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: 3. âyetin Tefsiri / Sonraki Risale: 5. âyetin Tefsiri
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

ahval : haller, durumlar
alaka : zigot; döllenmiş hücre
âlem-i anasır : unsurlar âlemi; elementler, atomlar dünyası
âzâ : organlar
bekà : kalıcılık, süreklilik
burhan : sarsılmaz kesin delil
cem’ ve tahsil edilme : toplanma ve meydana gelme
Cenâb-ı Hak : Hakkın ta kendisi olan sonsuz şeref ve yücelik sahibi Allah
ecza : parçalar, kısımlar
erzak : rızıklar; Allah’ın ihsan ettiği nimetler, yiyecek ve içecekler
haşir : insanın öldükten sonra âhirette tekrar diriltilerek Allah’ın huzurunda toplanması
hüceyrat : hücrecikler
hülâsa : esas, öz
ihtiyar : irade, istek, tercih
ihzar : hazırlama, getirme
inkılâp : değişim, dönüşüm
intikal etmek : hareket etmek, bir durumdan başka bir duruma geçmek
kanun-u mahsus : özel kanun
kezâlik : böylece, bunun gibi
kıyas-ı adlî : adaletle ilgili kıyas; Allah’ın kâinata koymuş olduğu adalet ve düzeni göstererek âhiretin varlığına ulaşma
kıyas-ı temsilî : kıyaslamaya dayanan benzetme, analoji
libas : elbise
madde-i lâtife : lâtif, ince madde
mahzen : depo
matbah : mutfak
menba : kaynak
muayyen : belirli
mudga : et parçası; embriyo; döllenmiş hücrenin, bütün organlar oluşuncaya kadar geçirdiği dönem
muntazam : düzenli
muntazaman : düzenil olarak
müçtemi : toplamış
nâzır : bakan, yönelik
nizam : düzen, sistem
nutfe : meni; erkek üreme hücresi
rızık : Allah’ın ihsan ettiği nimetler, yiyecek ve içecekler
saadet-i ebediye : sonsuz mutluluk
şâyân-ı dikkat : dikkate değer, ilginç
tasfiye edilme : süzülme, temizlenme
tazammun etmek : içine almak, kapsamak
Yükleniyor...