Arkadaş! Zâhire nazaran, haşirde, ecza-yı asliye ile ecza-yı zâide birlikte iade edilir. Evet, cünüp iken tırnakların, saçların kesilmesi mekruh ve bedenden ayrılan herbir cüz’ün bir yere gömülmesi sünnet 1 olduğu, ona işarettir. Fakat tahkike göre, nebatatın tohumları gibi “acbü’z-zeneb” tabir edilen bir kısım zerreler, insanın tohumu hükmünde olup, haşirde o zerreler üzerine beden-i insanî neşv ü nema ile teşekkül eder. 2

İkinci âyetle işaret edilen delil-i adlî ise: Evet, görüyoruz ki, alelekser, gaddar, fâcir zâlimler lezzetler, nimetler içinde pek rahat yaşıyorlar. Yine görüyoruz ki, mâsum, mütedeyyin, fakir mazlumlar zahmetler, zilletler, tahkirler, tahakkümler altında can veriyorlar. Sonra ölüm gelir, ikisini de götürür. Bu vaziyetten bir zulüm kokusu gelir. Halbuki kâinatın şehadetiyle, adalet ve hikmet-i İlâhiye zulümden pâk ve münezzehtirler. Öyleyse, adalet-i İlâhiyenin tam mânâsıyla tecellî etmesi için haşre ve mahkeme-i kübraya lüzum vardır ki, biri cezasını, diğeri mükâfatını görsün.

3 وَبِاْلاٰخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ Bu cümledeki kelimelerin arasında bulunan nazm ve nizam:

1. Bu cümlenin mâkabliyle bağlanmasını ifade eden وَ bu rükn-ü imaniyenin burada sarahaten zikredilmesi için, âmm olarak zikredilen evvelki cümleden bu cümlenin tahsis lüzumuna binaen atıf yapılmıştır.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “Siz, kan, saç ve tırnaklarınızı toprağa gömünüz ki, büyücüler onlarla sihir yapmasınlar.” Müsnedü’l-Firdevs, 1:102; Fethü’l-Kebîr, 2:375; Kenzü’l-Ummal, 17245; Cem’u’l-Cevâmi’, no: 885.
2 : “İnsanda bir kemik (kemikte bir hücre) hariç, hepsi çürür. Bu çürümeyen, acbü'z-zeneb denilen kuyruk sokumu kemiğidir. Kıyamet günü yeniden yaratılış bundan terkip edilecektir.” Buhari, Tefsir: 39:3, 78:1; Müslim, Fiten: 141; Muvatta, Cenaiz: 48; Ebu Davud, Sünnet: 24; Nesai, Cenaiz: 117e; Müsned, 2:322, 428, 499, 3:28.
3 : Onlar âhirete de kesin olarak inanırlar. Bakara Sûresi, 2:4.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: 3. âyetin Tefsiri / Sonraki Risale: 5. âyetin Tefsiri
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

acbü’z-zeneb : insanın tekrar yaratılışında çekirdek görevini görecek olan hücre; bir tür genetik şifre
adalet : hak sahibine hakkını verme, haksızı terbiye etme ve cezalandırma
adâlet-i İlâhîye : Allah’ın adaleti
alelekser : çoğunlukla, genellikle
âmm : genel; sayısız şeyleri içine alan, aynı cinsten bir çok fertlere birden delâlet eden lâfız; cemaat, kavm lâfızları gibi
beden-i insanî : insan bedeni
cüz’ : parça, kısım
delil-i adlî : adaletle ilgili delil; Allah’ın kâinata koymuş olduğu adalet ve düzeni gösteren delil
ecza-yı asliye : asıl parçalar; vücuttaki el, ayak, göz gibi
ecza-yı zâide : asıl olmayan parçalar; bedendeki tırnak ve saç gibi
fâcir : günahkâr
gaddar : acımasız, çok zulmeden
haşir : insanın öldükten sonra âhirette tekrar diriltilerek Allah’ın huzurunda toplanması
hikmet-i ilâhiye : Allah’ın her şeyi belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde yaratması
mahkeme-i kübrâ : öldükten sonra âhirette Allah’ın huzurunda kurulacak olan büyük mahkeme
mâkabli : öncesi, önceki
mekruh : dinen kesin bir şekilde haram edilmeyen, ancak yapılması da hoş görülmeyen şey
münezzeh : temiz, beri, arınmış
mütedeyyin : dindar
nazaran : bakışla, bakmakla, -göre
nazm : dizme, tertip edip düzenleme; Kur'ân-ı Kerîmin Allah Teâlâ tarafından dizilen mübârek sözleri, ifadeleri
nebatat : bitkiler
neşv ü nema : büyüyüp gelişme
nizam : düzen, sistem
rükn-ü imaniye : imana dair rükün, esas, şart
sarahaten : açıkça, açık olarak
sünnet : Peygamberimizin söz, fiil ve hareketlerine dayanan yüce prensipler
şehadet : tanıklık
tahakküm : baskı
tahkir : aşağılama
tahsis : hâs kılma, özelleştirme; genel bir mânâ ve hüküm ifade eden bir sözü, belirli bir hükme mahsus kılma, belirli bir mânâda kullanma
tecellî etme : ortaya çıkma, yansıma
teşekkül etme : oluşma, yapılma
zâhir : dış görünüş
zâlim : zulmeden, haksızlık eden
zerre : atom, hücre
zillet : alçalma, aşağılanma
Yükleniyor...