S - Cüz-i ihtiyarî denilen şey nedir? Ne kadar etrafı kazılırsa, altından cebir çıkıyor! Bu nasıl birşeydir?

C - Birincisi: Fıtrat ile vicdan, ihtiyarî emirleri, ıztırarî emirlerden tefrik eden gizli birşeyin vücuduna şehadet ediyorlar. Tayin ve tabirine olan acz, vücuduna halel getirmez.

İkincisi: Abdin bir fiile olan meyelânı, Eş’arîlerin mezhebi gibi mevcut bir emir ise de, o meyelânı bir fiilden diğer bir fiille çevirmekle yapılan tasarruf, itibarî bir emir olup abdin elindedir.

Eğer Mâturidîlerin mezhebi gibi o meyelânın bizzat bir emr-i itibarî olduğuna hükmedilirse, o emr-i itibarînin sübut ve tayini, kendisinin bir illet-i tâmme olduğunu istilzam etmez ki, irade-i külliyeye ihtiyaç kalmasın. Çünkü çok defalar meyelânın vukuunda fiil vaki olmaz.

Hülâsa: Âdetullahın cereyanı üzerine hâsıl-ı bilmasdarın vücudu, masdara mütevakkıftır. Masdarın esası ise meyelândır. Meyelân veya meyelândaki tasarruf mevcudattan değildir ki, bir müessire ihtiyacı olsun. Mâdum da değildir ki, hâsıl-ı bilmasdar gibi mevcut olan birşeyin vücuduna şart kılınmasına veya sevap ve ikaba sebep olmasına cevaz olmasın.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: 6. âyetin Tefsiri / Sonraki Risale: 8. âyetin tefsiri
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

abd : kul
abluka etme : kuşatma
acz : acizlik, güçsüzlük
âdetullah : Allah’ın tabiata koyduğu kanun ve prensipleri
cereyan etme : akma, sürüp gitme, devam etme
cevaz olmama : caiz olmama
emr-i itibarî : itibarî emir; gerçekte olmadığı halde varsayılan iş, olgu
esbab : sebepler
Eş’arî mezhebi :
halel : eksik, kusur
hâsıl-ı bilmasdar : bir şeyin kaynağından ortaya çıkan, gerçek tesir sahibinden meydana gelen fiil; meselâ, “vurmak” masdar, “acı” ise hâsıl-ı bilmasdardır
hülâsa : kısaca, özet olarak
ihtiyar : irade, seçim
ikab : ceza
illet-i tâmme : tam illet; bir şeyin varlığı için gerekli olan sebeplerin tamamı
ilm-i ezelî : Allah’ın herşeyi ve bütün zamanları kuşatan sonsuz ilmi
irade-i ezeliye : ezelî olan Allah’ın iradesi
irade-i külliye : Allah’ın herşeyi kaplayan iradesi
isnad : dayandırma
istilzam etme : gerektirme
itibarî : gerçekten öyle olmadığı halde öyle sayılan; saymaca
kader : Allah’ın meydana gelecek hadiseleri olmadan önce bilmesi, takdir etmesi, plânlaması
keyfiyet : nasıllık, nitelik
kudret : Allah’ın güç ve iktidarı
mâdum : yok olan
malûm : bilinen
malumun mekayisi : bilinenin ölçüleri
mâni : engel
masdar : gr. şahıs ve zaman göstermeyen, ancak olumlu veya olumsuz bir fiil ve oluşa delâlet eden kelimedir ve bütün fiil ve türevler kendinden doğar; kaynak kelime
Mâturidî mezhebi :
mebde : başlangıç
mevcud : var olan
mevcudat : varlıklar, yaradılmışlar
meyelân : meyil, eğilim
muhit : kapsamlı, kuşatıcı
müessir : etki, tesir eden
münafi : zıt, aykırı
müsebbebat : sebeplere bağlı olarak ortaya çıkan şeyler, neticeler, sonuçlar
mütevakkıf : bağlı, vâbeste
neş’et etme : doğma, meydana gelme
silsile : sıra, dizi
sübut : sabit olma, kesin olma
şehadet : tanıklık
taallûk : bağlanma, ilişki
tâbi : bağlı
tabir : ifade etme
tasarruf etmek : dilediği gibi kullanmak
tayin : belirleme
tegafül : gaflet etme, habersiz olma
vaki olma : olma, meydana gelme
vuku : meydana gelme
vücud : varlık, var olma
Yükleniyor...