Lügatler :
ahlâkî : ahlâkla ilgili, ahlâka uygun
aks : yansıma
dalâlet : hak yoldan ayrılma, sapkınlık
faziletkâr : erdemli, faziletli, üstün niteliklere sahip
hikmet : felsefe, fen ilimleri, yüksek bilgi
hülâsa : öz, özet
i’tilâ : hata ve kusurlardan arınarak yükselme, yücelme
iktisat : tutumluluk
imar : tamir etme, yapıcı olma
irad etme : sunma, söyleme
âhenk : uygunluk
câmi : toplayan, içine alan
Cenâb-ı Hak : Hakkın ta kendisi olan, sonsuz şeref ve azamet sahibi yüce Allah
dalâlet : hak yoldan ayrılma, sapkınlık
esâsât : esaslar, temel prensipler
esasat-ı Kur’âniye : Kur’ân’ın esasları, temel kuralları
fazilet : değer, erdem, üstünlük
Hâlık : her şeyi yaratan Allah
Hâlıkın hukuku : hukukullah, Yaratıcının hukuku
hukukullah : Allah’a ait haklar, kamu hakları; belirlenmesinde mükellefin müdahele, irade ve tercihinin söz konusu olmadığı, ibadet ve ceza gibi yalnız şahısla ilgili olmayan toplumun yararının gözetildiği haklar; namaz, oruç, zekât, içki, zina kumar gibi emir ve yasaklara uyma
hürmet : saygı
kavanin-i tabiiye : Allah’ın kâinata koyduğu tabiat kanunları, kâinattaki kanunlar
keşfiyat : keşifler, buluşlar, icatlar
mahlukât : yaratıklar, yaratılanlar
mahlûkatın hukuku : hukuk-u ibâd; kul hakları; kişisel haklar
mecelle : kitap, dergi
mesai : çalışma, gayret, çaba
mesâil : meseleler, problemler
muhtelif : çeşitli, farklı
muhtevî : ihtiva eden, içine alan
mukabil : karşılık
münasebât : münasebetler, ilişkiler
raptetmek : bağlamak
rezilet : alçaklık, rezillik
sarf etme : harcama
sarih : açık, net
suret : biçim, şekil
şâyân : lâyık
şer : kötü, çirkin
taarruz etme : çatışma, çelişme
takarrub : yaklaşma
talim : öğretme
tebliğ : bildirme, ulaştırma
telif : iki şeyin arasını bulma, bağdaştırma, uyumlu hale getirme
telkin : fikrini kabul ettirme, aşılama
vücut bulma : meydana gelme, oluşma
itidal : mutedil olmak, her konuda orta yolu tutmak ve aşırılıklardan kaçınmak
kemâle kalb eyleme : olgunluğa, mükemmele dönüştürme, faziletli yapma
maamâfih : bununla beraber, böyle iken
mâba’d e’t-tabiiye : tabiat ötesi, metafizik
mahiyet-i hakikiye : gerçek mahiyet, nitelik
mecmua-i eş’ar : şiirler mecmuası, kitabı
mev’ıze : vaaz, öğüt, nasihat
mevzu : konu, bahis
müsâvat : eşitlik, denklik
müsteşrik : Oryantalist; Avrupalı olduğu halde, Doğu milletlerinin tarih, dil, din ve edebiyatıyla ilgili araştırma yapan kimse
müşkil : zor, güç
nasihat : öğüt
nâşir : neşreden, yayan
talim : eğitim
teâli-i ahlâk : ahlâk yüceliği, yüksek ahlâk
tebliğ : bildirme, ulaştırma
teceddütperver : yenilikçi, yeniliği seven
tecellî : ortaya çıkma, belirme, görünme
tefrik : ayırma
telkinât : telkinler, zihne yerleştirmeler, fikir aşılamalar
tercüme-i hal : biyografi, hayat tarihi
vuku bulma : meydana gelme
zaaf : zayıflık, güçsüzlük
Zulümat-âbad : karanlıklarla dolu