O mebâdiler, rutubet nev’inden kendini gösteriyor, arkasından yağmurun geldiğini bildiriyor. Bu hal, aynen kaide gibi, ilm-i beşerin gaipten çıkıp daha şehadete girmeyen umura vusule bir vesile olur.

Fakat daha âlem-i şehadete ayak basmayan ve meşiet-i hassa ile rahmet-i hassadan çıkmayan yağmurun vakt-i nüzulünü bilmek, ilm-i Allâmü’l-Guyûba mahsustur.

Kaldı ikinci mesele: Röntgen şuâıyla rahm-ı mâderdeki çocuğun erkek ve dişisini bilmekle 1 وَيَعْلَمُ مَا فِى اْلاَرْحَامِ âyetinin meâl-i gaybîsine münâfi olamaz.

Çünkü, âyet yalnız zükûret ve ünûset keyfiyetine değil, belki o çocuğun acip istidad-ı hususîsi ve istikbalde kesb edeceği vaziyetine medar olan mukadderât-ı hayatiyesinin mebâdileri, hattâ simasındaki gayet acip olan sikke-i samediyet muraddır ki, çocuğun o tarzda bilinmesi, ilm-i Allâmü’l-Guyûba mahsustur.2

Yüz bin röntgen-misal fikr-i beşerî birleşse, yine o çocuğun umum efrad-ı beşeriyeye karşı birer alâmet-i farikası bulunan yalnız hakikî sima-yı veçhiyesini keşfedemez. Nerede kaldı ki, sima-yı veçhîsinden yüz defa daha harika olan, istidadındaki sima-yı mânevîyi keşfedebilsin!

Başta dedik ki: Vücut ve hayat ve rahmet, bu kâinatta en mühim hakikatlerdir ve en mühim makam onlarındır. İşte onun için, o câmi hakikat-i hayatiye, bütün incelikleriyle ve dekaikiyle irade-i hassaya ve rahmet-i hassaya ve meşiet-i hassaya bakmalarının bir sırrı şudur ki:

Hayat, bütün cihazatıyla ve cihâtıyla şükür ve ubudiyet ve tesbihin menşe ve medarı olduğundandır ki, irade-i hassaya hicap olan yeknesaklık ve kaidelik ve rahmet-i hassaya perde olan vesâit-i zâhiriye konulmamıştır.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “Rahimlerde olanı da O bilir.” Lokman Sûresi, 31:34.
2 : bk. Buhârî, Bed’ül-halk: 6, Enbiyâ: 1; Müslim, Kader: 1.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: On Beşinci Lem'a / Sonraki Risale: On Yedinci Lem'a
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

acip : hayret verici
alâmet-i farika : ayırt edici işaret
âlem-i şehadet : görünen âlem
cihazat : cihazlar, âletler
cilve : görünme, yansıma
dekaik : incelikler
efrad-ı beşeri : insanlığı oluşturan fertler
fikr-i beşerî : insanlara ait düşünce
hakikat-i hayatiye : hayatın içinde gizli olan gerçek
hicap : perde
ilm-i Allâmü’l-Guyûb : gayb âlemini ve herşeyi bilen ve kendisinden hiçbir şey gizli kalmayan Allah’ın ilmi
irade-i hassa : özel irade, Allah’ın özel iradesi
istidad-ı hususî : özel yetenek
kesb : kazanma
keyfiyet : özellik, nitelik
makam : derece, yer
meâl-i gaybî : gayba ait anlam, gizlilik anlamı
mebâdi : başlangıçlar, belirtiler
medar : dayanak noktası, kaynak, sebep
menşe : kaynak
meşiet-i hassa : sadece Allah’a ait olan dileme
mukadderât-ı hayatiye : kader kalemiyle yazılmış hayat programı, alın yazısı
murad : kast edilen, istenen
mühim : önemli
münâfi : aykırı, zıt
rahmet : şefkat, merhamet
rahmet-i hassa : Allah’ın yarattığı varlıklara karşı gösterdiği özel şefkati
rahm-ı mâder : anne rahmi
röntgen-misal : röntgen gibi
sikke-i samediyet : hiç kimseye muhtaç olmayan ve herşey Kendisine muhtaç olan Allah’a ait özel mühür
sima-yı maddî ve mânevî : görünen ve görünmeyen yüz
sima-yı mânevî : mânevî yüz
sima-yı veçhî : yüzün görünüşü, yüz hatları
şehadet : görünen âlem
şuâ : ışın
şükür : Allah’a karşı minnet duyma, teşekkür etme
tesbih : Allah’ı her türlü kusurdan yüce tutarak şanına lâyık ifadelerle anma
umur : işler
ünûset : dişilik
vakt-i nüzul : inme vakti
vesâit-i zâhirî : dış görünüşte işleyen araçlar
vüsul : kavuşma, erişme
yeknesak : tekdüze olmak, monotonluk
zükûret : erkeklik
Yükleniyor...