Bir kuş kolayca kanatlarını ve bir kâtip rahatça sahifelerini temizlediği gibi, bu tayyare-i arzın ve bu tuyur-u semâviyenin kanatları ve bu kitab-ı kâinatın sahifeleri de öylece temizleniyor, güzelleşiyor ki, âhiretin hadsiz güzelliğini görmeyen ve imanla düşünmeyen insanlar, dünyanın bu temizliğine, bu güzelliğine âşık olurlar, perestiş ederler.

Demek bu saray-ı âlem ve bu fabrika-i kâinat, ism-i Kuddûs’ün bir cilve-i âzamına mazhardır ki, o tanzif-i kudsîden gelen emirleri, değil yalnız denizlerin âkilü’l-lâhm tanzifatçıları ve karaların kartalları, belki kurtlar ve karıncalar gibi, cenazeleri toplayan sıhhiye memurları dahi dinliyorlar.

Belki o kudsî evâmir-i tanzifiyeyi, bedende cereyan eden kandaki küreyvât-ı hamrâ ve beyzâ dahi dinleyip bedenin hüceyrâtında tanzifat yaptıkları gibi, nefes dahi o kanı tasfiye eder, temizler.

Ve o emri, gözkapakları gözleri temizlemek ve sinekler kanatlarını süpürmek için dinledikleri gibi, koca hava ve bulut dahi dinler. Hava, zeminin sathına, yüzüne konan toz toprak süprüntülere üfler, tanzif eder. Bulut süngeri, zemin bahçesine su serper, toz toprağı yatıştırır.

Sonra, gökyüzünü çok zaman kirletmemek için, çabuk süprüntülerini toplayıp kemâl-i intizamla çekilir, gizlenir. Göğün güzel yüzünü ve gözünü, silinmiş ve süpürülmüş, parıl parıl parlar gösteriyor.

Ve o evâmir-i tanzifiyeyi, yıldızlar, unsurlar, madenler, nebatlar dinledikleri gibi, bütün zerreler dahi dinliyorlar ki, hayret-engiz tahavvülât fırtınaları içinde o zerreler nezafete dikkat ediyorlar. Bir yerde lüzumsuz toplanmıyorlar, kalabalık etmiyorlar.

Mülevves olsalar çabuk temizleniyorlar. En temiz ve en nazif ve en parlak ve en pâk vaziyetleri, en güzel, en sâfi, en lâtif suretleri almak için, bir dest-i hikmet tarafından sevk olunuyorlar.
Sonraki Risale: İkinci Nükte
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âhiret âlemi : öteki dünya, öldükten sonraki sonsuz hayat
âkilü’l-lâhm : etle beslenen
cereyan eden : akan
cilve-i âzam : en büyük yansıma
daire-i âzam : en büyük daire
dest-i hikmet : hikmet eli
Esmâ-i Hüsnâ : Cenâb-ı Hakkın en güzel isimleri
evâmir-i tanzifiye : temizliği sağlayan emirler, kanunlar
fabrika-i kâinat : bir fabrika gibi işleyen kâinat, evren
hayret-engiz : hayret verici
hüceyrât : hücrecikler
iman : Allah’a inanma
İsm-i Âzam : Cenâb-ı Hakkın binbir isminden en büyük ve mânâca diğer isimleri kuşatmış olan ismi
ism-i Kuddûs : Allah’ın her türlü kusurdan ve çirkinlikten uzak olduğunu her şeyi temiz yaptığını ifade eden ismi
kâinat : evren
kâtip : yazıcı, yazar
kemâl-i intizam : mükemmel bir düzen
kitab-ı kâinat : kâinat kitabı
kudsî : her türlü kusur ve noksandan uzak
küreyvât-ı hamrâ ve beyzâ : alyuvarlar ve akyuvarlar
lâtif : güzel, hoş
mazhar : ayna olma, yansıma yeri
mevcudiyet-i Rabbâniye : herşeye hâkim olan ve herşeyi istediği şekilde terbiye eden Allah’ın varlığı
mülevves : kirli, pis
nazif : temiz
nebat : bitki
nezafet : temizlik
perestiş etmek : aşırı derece sevmek
sâfi : temiz, arınmış
saray-ı âlem : âlem sarayı
satıh : yüzey
sıhhiye memuru : sağlık memuru
suret : biçim, görünüş
tahavvülât : değişimler
tanzif etmek : temizlemek
tanzifat : temizlemeler
tanzif-i kudsî : kutsal temizleme
tasfiye etmek : arıtmak, temizlemek
tayyare-i arz : uzayda uçak gibi uçan dünya
tuyur-u semâviye : semâvî kuşlar
unsur : kâinatı oluşturan temel maddeler
vahdâniyet-i İlâhiye : Allah’ın bir ve tek olması
vaziyet : durum
zemin : yer
Yükleniyor...