Esbaba tapanların ve tabiatperestlerin cehaletlerine bu misalle bak. Meselâ, “Bir zât, harika bir fabrikanın veya acip bir saatin veya muhteşem bir sarayın veya mükemmel bir kitabın gayet muntazam bir surette eczalarını, çarklarını fevkalâde san’atıyla hazır ettikten sonra, kendisi kolayca o eczaları terkip edip işletmeyerek, belki çok uzun masraflarla o eczaları kendi kendine işlemek ve usta yerine fabrikayı, sarayı, saati yapmak, kitabı yazmak için herbir cüz’ü, herbir çarkı, hattâ kâğıdı, kalemi birer harika makine hükmüne getiriyor ve teşhirini çok istediği bütün hünerlerini, kemâlâtını izhara vesile olan o üstadlığını ve san’atını onlara havale ediyor” diye zannetmek, ne derece akıldan uzak ve cehalet olduğunu anlarsın.

Aynen öyle de, esbaba ve tabiatlara icad isnad edenler, muzaaf bir cehalete düşerler. Çünkü tabiatların ve sebeplerin üstünde dahi gayet muntazam bir eser-i san’at var; onlar da sair mahlûkat gibi masnudurlar. Onları öyle yapan Zât, onların neticelerini dahi yapar, beraber gösteriyor. Çekirdeği yapan, onun üstünde ağacı o yapar. Ve ağacı yapan, onun üstünde meyveleri dahi o icad eder. Yoksa, ayrı ayrı tabiatların, sebeplerin vücuda gelmeleri için, yine muntazam başka tabiatları, sebepleri isteyecekler. Ve hâkezâ, git gide, nihayetsiz, mânâsız, imkânsız bir silsile-i mevhûmâtı mevcut kabul etmek lâzım gelir. Bu ise, cehaletlerin en antikasıdır.

BEŞİNCİ İŞARET

Çok yerlerde kat’î delillerle ispat etmişiz ki, hâkimiyetin en esaslı hassaistiklâldir, infiraddır. Hattâ hâkimiyetin zayıf bir gölgesi, âciz insanlarda dahi, istiklâliyetini muhafaza etmek için, gayrın müdahalesini şiddetle reddeder ve kendi vazifesine başkasının karışmasına müsaade etmez. Çok padişahlar, bu redd-i müdahale haysiyetiyle mâsum evlâtlarını ve sevdiği kardeşlerini merhametsizce kesmişler.

Demek, hakikî hâkimiyetin en esaslı hassası ve infikâk kabul etmez bir lâzımı ve daimî bir muktezaistiklâldir, infiraddır, gayrın müdahalesini reddir.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Üçüncü Nükte / Sonraki Risale: Beşinci Nükte
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âciz : güçsüz
azîm : büyük
cehalet : cahillik
cüz’ : kısım, parça
daimî : sürekli
ecza : kısımlar, bölümler
esaslı : sarsılmaz, köklü
esbab : sebepler
eser-i san’at : san’at eseri
fevkalâde : olağanüstü
gayr : başka
hâkezâ : bunun gibi
hakikî : gerçek
hâkimiyet : egemenlik, hükmü ve idaresi altına alma
hâkimiyet-i İlâhiye : İlâhî hâkimiyet, egemenlik
hararetle : çok yoğun bir şekilde
hassa : temel özellik
haysiyet : özellik
icad : var etme
infikâk : ayrılma
infirad : tek başına olma
isnad eden : dayandıran
istiklâl : bağımsızlık
istiklâliyet : bağımsızlık
iştirak : ortaklık
izhar : gösterme, ortaya çıkarma
kat’î : kesin
kemâlât : mükemmel özellikler, kusursuzluklar
Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan : açıklamalarıyla mu’cize olan Kur’ân
mahlûkat : yaratıklar
masnu : san’atlı yapılmış eser
mâsum : günahsız, temiz, saf
mevcut : var
muhafaza etmek : korumak, saklamak
mukteza : bir şeyin gereği
muntazam : düzenli
muzaaf : kat kat, katmerli
müdahale-i gayr : başkasının karışması
müsaade etme : izin verme
netice : son, sonuç
nihayetsiz : sınırsız
redd-i müdahale : başkasının müdahalesini kabul etmeme
rububiyet-i mutlaka : Allah’ın herşeyi kuşatan, kayıtsız ve sınırsız egemenliği, yaratıcılığı, terbiyesi
sair : başka, diğer
silsile-i mevhûmât : kuruntular zinciri
şirk : Allah’a ortak koşma
tabiat : canlı cansız bütün varlıklar, doğa
terkip etmek : düzenlemek, bir araya getirmek
teşhir : sergi
tevhid : Allah’ın birliği
vesile : aracı, vasıta
vücuda gelmek : meydana gelmek
Yükleniyor...