Ve 1 رُحَمَاۤءُ بَيْنَهُمْ ile, istikbalde en mühim bir fitnenin vukuu hazırlanırken, kemâl-i merhamet ve şefkatinden, İslâmlar içinde kan dökülmemek için ruhunu feda edip teslim-i nefis ederek Kur’ân okurken mazlumen şehid olmasını tercih eden Hazret-i Osman’ı da haber verdiği gibi; 2 تَرٰيهُمْ رُكَّعًا سُجَّدًا يَبْتَغُونَ فَضْلاً مِنَ اللّٰهِ وَرِضْوَانًا saltanat ve hilâfete kemâl-i liyakat ve kahramanlıkla girdiği halde ve kemâl-i zühd ve ibadet ve fakr ve iktisadı ihtiyar eden ve rükû ve sücudda devamı ve kesreti herkesçe musaddak olan Hazret-i Ali’nin (r.a.) istikbaldeki vaziyetini ve o fitneler içindeki harpleriyle mes’ul olmadığını ve niyeti ve matlubu fazl-ı İlâhî olduğunu haber veriyor.
ALTINCISI
3 ذٰلِكَ مَثَلُهُمْ فِى التَّوْرٰيةِ fıkrası, iki cihetle ihbar-ı gaybîdir.
BİRİNCİSİ: Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm gibi ümmî bir zâta nisbeten gayb hükmünde olan Tevrat‘taki evsâf-ı Sahabeyi haber veriyor.
Evet, Tevrat‘ta, On Dokuzuncu Mektupta beyan edildiği gibi, âhirzamanda gelecek Peygamberin Sahabeleri hakkında Tevrat‘ta bu fıkra var: “Kudsîlerin bayrakları beraberlerindedir.”4 Yani, onun Sahabeleri ehl-i taat ve ibadet ve ehl-i salâhat ve velâyettirler ki, o vasıfları “kudsîler,” yani “mukaddes” tabiriyle ifade etmiştir. Tevrat‘ın pek çok ayrı ayrı lisanlara tercüme edilmesi vasıtasıyla o kadar tahrifat olduğu halde, şu Sûre-i Feth’in مَثَلُهُمْ فِىالتَّوْرٰيةِ hükmünü müteaddit âyâtıyla tasdik ediyor.
ALTINCISI
3 ذٰلِكَ مَثَلُهُمْ فِى التَّوْرٰيةِ fıkrası, iki cihetle ihbar-ı gaybîdir.
BİRİNCİSİ: Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm gibi ümmî bir zâta nisbeten gayb hükmünde olan Tevrat‘taki evsâf-ı Sahabeyi haber veriyor.
Evet, Tevrat‘ta, On Dokuzuncu Mektupta beyan edildiği gibi, âhirzamanda gelecek Peygamberin Sahabeleri hakkında Tevrat‘ta bu fıkra var: “Kudsîlerin bayrakları beraberlerindedir.”4 Yani, onun Sahabeleri ehl-i taat ve ibadet ve ehl-i salâhat ve velâyettirler ki, o vasıfları “kudsîler,” yani “mukaddes” tabiriyle ifade etmiştir. Tevrat‘ın pek çok ayrı ayrı lisanlara tercüme edilmesi vasıtasıyla o kadar tahrifat olduğu halde, şu Sûre-i Feth’in مَثَلُهُمْ فِىالتَّوْرٰيةِ hükmünü müteaddit âyâtıyla tasdik ediyor.
Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:
1 : “Kendi aralarında merhametli.” Fetih Sûresi, 48:29.
2 : Sen onların rükû ve secde ettiklerini görürsün. Onlar Allah’ın lûtfunu ve rızasını ararlar. bk. Fetih Sûresi, 48: 29.
3 : Onların Tevrat’taki vasıfları budur. bk. Fetih Sûresi, 48: 29.
4 : Kitâb-ı Mukkades (Türkçe tercüme), Eski Ahid, Tesniye, Bab: 33 Âyet:2; el-Halebî, es-Sîretü’l-Halebiyye: 1:218; Nebhânî, Hüccetullah ale’l-Âlemîn: 1:113.
2 : Sen onların rükû ve secde ettiklerini görürsün. Onlar Allah’ın lûtfunu ve rızasını ararlar. bk. Fetih Sûresi, 48: 29.
3 : Onların Tevrat’taki vasıfları budur. bk. Fetih Sûresi, 48: 29.
4 : Kitâb-ı Mukkades (Türkçe tercüme), Eski Ahid, Tesniye, Bab: 33 Âyet:2; el-Halebî, es-Sîretü’l-Halebiyye: 1:218; Nebhânî, Hüccetullah ale’l-Âlemîn: 1:113.
Önceki Risale: Altıncı Lem'a / Sonraki Risale: Sekizinci Lem'a