Ve yedi makamata gönderdiğimiz Meyve ve Müdafaaname Risaleleri ve Adliye Vekâletine gönderilen Nurun umum risaleleri, hususan mahremlerin dokunaklı ve şiddetli tokatlarına mukabil tehditkârâne şiddetli emirler beklerken, gayet mülâyimâne, hattâ tesellikârâne Başvekilin bize gönderdiği mektubu gibi, musalâha tarzında ilişmemeleri kat’î ispat etti ki, Risale-i Nur’un hakikatleri, inâyet-i İlâhiye kerametiyle onları mağlûp edip kendini onlara irşadkârâne okutturmuş, o geniş daireleri bir nevi dershane yapmış, çok mütereddit ve mütehayyirlerin imanlarını kurtarmış ve bizim sıkıntılarımızdan yüz derece ziyade mânevî ferah ve fayda verdi.

Sonra gizli düşmanlar beni zehirlediler. Ve Nur’un şehid kahramanı merhum Hafız Ali benim bedelime hastahaneye gitti ve benim yerimde berzah âlemine seyahat eyledi, bizi meyusâne ağlattırdı.

Ben bu musibetten evvel Kastamonu’nun dağında bağırarak mükerrer defa dedim: “Kardeşlerim, ata et, arslana ot atmayınız.”

Yani, “Her risaleyi herkese vermeyiniz, tâ bize taarruz edilmesin.”

Yaya gidilse yedi gün uzakta Hafız Ali (rahmetullahi aleyh), mânevî telefonuyla işitiyor gibi, aynı vakit bana yazıyor ki: “Evet, Üstadım, Risale-i Nur’un bir kerametidir ki, ata et, arslana ot atmaz. Belki ata ot, arslana et atar ki, o arslan hocaya İhlâs Risalesini verdi.”

Yedi gün sonra mektubunu aldık. Hesap ettik; aynı zamanda, ben dağda bağırırken, o da garip sözleri mektubunda yazıyormuş.

İşte, Nurun böyle bir mânevî kahramanının vefatı ve gizli münafıkların aleyhimizde desiselerle bizi cezalandırmaya çalışmaları ve benim zehirli hastalığımdan dolayı beni de hastahaneye resmî emirle mecbur etmek endişesi bizi sıkarken, birden inâyet-i İlâhiye imdada geldi.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Yirmi Beşinci Lem'a / Sonraki Risale: Yirmi Yedinci Lem'a
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

Adliye Vekâleti : Adalet Bakanlığı
Başvekil : Başbakan
bedel : karşılık, yerine
berzah âlemi : öldükten sonra ruhların kıyamete kadar kalacakları mânevî âlem, kabir âlemi
cihet : taraf, yön
desise : hile, aldatma
emâre : belirti, işaret
garip : ilginç
hakikat : esas
hâlis : içten
hususan : özellikle
ıslah olmak : düzelmek, iyileşmek
İhlâs Risalesi : Risale-i Nur Külliyatında yer alan bir bölüm; Yirmi Birinci Lem’a
inâyet-i İlâhiye : Allah’ın yardımı, lütfu
irşadkârâne : irşâd ederek, doğru yolu göstererek
kat’î : kesin
keramet : Allah’ın bir ikramı olarak görülen olağanüstü hâl ve işler
mağlûp etmek : yenmek
mahpus : tutuklu
mahrem : gizliliği olan
merhum : vefat etmiş
meyusâne : ümitsizce
Meyve Risalesi : On Birinci Şuâ
misilli : benzeri, gibi
mukabil : karşılık
musalâha : barışma
musibet : belâ, büyük sıkıntı
mübarek : bereketli, hayırlı
Müdafaaname Risalesi : Üstad Bediüzzaman ve Risale-i Nur talebelerinin çeşitli mahkemelere sundukları savunmaların yer aldığı risale Şuâ
mükerrer : tekrar tekrar
mülâyimâne : yumuşak bir şekilde
münafık : iki yüzlü, inanmadığı halde inanmış görünen
mütehayyir : şaşkın, hayrete düşen
mütereddit : tereddüt eden, şüphelenen
nevi : tür
Nur şakirtleri : Risale Nur Külliyatını okuyan ve hizmetinde bulunanlar
rahmetullahi aleyh : Allah’ın rahmeti onun üzerine olsun
risale : Risale-i Nur’u oluşturan bölümlerden her birisi
sual melekleri : sorgu melekleri
Yükleniyor...