للّٰهِ شَهِيدٌ. وَالْبَرَكَاتُ عَلَى اللّٰهِ دلِيلٌ HAŞİYE وَالتَّحِيَّاتُ

وَالصَّلَوَاتُ ِللّٰهِ شَهِيدٌ. وَالطَّيِّباَتُ عَلَى اللّٰهِ دَلِيلٌ

وَالْمَخْلُوقَاتُ ِللّٰهِ شَهِيدٌ. وَالْخَوَارِقُ الْمَاضِيَةُ عَلَى اللّٰهِ دَلِيلٌ

وَالْمَوْجُودَاتُ ِللّٰهِ شَهيدٌ. وَالْمُعْجِزَاتُ الآتِيَةُ عَلَى اللّٰهِ دَلِيلٌ

وَالسَّمٰوَاتُ ِللّٰهِ شَهِيدٌ. وَالْعَرْشُ عَلَى اللّٰهِ دَلِيلٌ

وَالشُّمُوسُ ِللّٰهِ شَهِيدٌ. وَاْلاَقمَارُ عَلَى اللّٰهِ دَلِيلٌ

وَالنُّجُومُ ِللّٰهِ شَهِيدٌ. وَالسَيَّارَاتُ عَلَى اللّٰهِ دَلِيلٌ

وَالْجَوُّ بِتَصَرُّفاَتِهِ وَاَمْطَارِهِ ِللّٰهِ شَهِيدٌ. وَاْلاَرْضُ عَلى اللّٰهِ دَلِيلٌ.

AÇIKLAMA

Tahiyyat HAŞİYE Allah’a şahit, berekât Allah’a delildir.

Salâvat Allah’a şahit, tayyibat Allah’a delildir.

Mahlûklar Allah’a şahit, geçmişteki harika şeyler Allah’a delildir.

Varlıklar Allah’a şahit, gelecekteki mucizeler Allah’a delildir.

Semâvât Allah’a şahit, Arş Allah’a delildir.

Güneşler Allah’a şahit, aylar Allah’a delildir.

Yıldızlar Allah’a şahit, seyyareler Allah’a delildir.

Ondaki tasarruflar ve ondan inen yağmurla atmosfer Allah’a şahit, yer Allah’a delildir.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

HAŞİYE : ve’t-tahiyyâtü: Yani, bütün zîhayatların, âsâr-ı hayatlarını muntazaman murad-ı İlâhî dairesinde gösterdikleri cihetle Sâni-i Zülcelâllerinin san’atını alkışlıyorlar. Nasıl ki, bir zât harika bir makine yapsa, başında bir fonograf, bir fotoğraf gibi ayrı ayrı, kendi kendine işler, konuşur, yazar, muhabere eder cihazat bulunsa, o adamın istediği tarzda işlese, neticelerini güzelce verse, o makineye bakan nasıl ki o adamı “Mâşâallah,” “Bârekâllah”larla alkışlar, mânevî hediyeler verir. Aynen, o makine de, kendinden maksud olan neticeleri, eserleri mükemmel izhar etmekle, o cihazatın lisan-ı haliyle san’atkârını takdir ve tahsinler ve mânen “Mâşaallah”larla tebrik edip alkışlar, tahiyyeler ve hediyeler verir. İşte, bütün zîhayatın herbirisi, başında pek çok muhtelif fonograflar, fotoğraflar, telgraf ve telefon makineleri gibi çok makineler var. Onlar, hilkatlerindeki netâici, maksatları nihayet derecede mükemmel gösterdiklerinden, hayatlarının tezahüratıyla, “tahiyyat” tabir edilen mânevî alkışlar, hediyeler, tebrikler ve tahsinlerle, Sâni-i Zülcelâlinin tesbihatını, hem kemâlât-ı san’atını ilân ediyorlar demektir. Biz ise, et-tahiyyâtü demekle, kendi lisanımızla o tahiyyatları yâd edip, kendi hesabımıza dergâh-ı İlâhîye takdim ederiz. Zaten lisan o makinelerden birisidir ve ondan matlup neticelerden birincisi, bir tercümanlıktır.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Üçüncü Bab / Sonraki Risale: Beşinci Bab
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âsâr-ı hayat : hayat eserleri, belirtileri
Bârekâllah : Allah hayırlı ve mübarek kılsın
cihazat : cihazlar, âletler
cihet : taraf, yön
dergâh-ı İlâhîye : Allah’ın yüce katı, makamı
fonograf : eskiden seslerin kaydedilip dinlendiği cihaz
hilkat : yaratılış
izhar : açığa çıkarma, gösterme
kemâlât-ı san'at : san’atın mükemmellikleri
lisan-ı hal : hal dili
maksud : istenen şey
mânen : mânevî yönden
Mâşâallah : Allah dilemiş ve ne güzel yaratmış
matlup : istenilen, talep edilen
muhabere : haberleşme
muhtelif : çeşitli, farklı
muntazaman : düzenli olarak
murad-ı İlâhî : Cenâb-ı Hakkın isteği, arzusu
netâic : neticeler, sonuçlar
netice : son, sonuç
nihayet derece : sonsuz derece
san'atkâr : san’at eseri ortaya koyan kimse
Sâni-i Zülcelâl : herşeyi sân’atlı olarak yaratan ve sonsuz haşmet sahibi olan Allah
tabir edilen : ifade edilen
tahiyyat : selamlar ve dualar
tahiyye : selam, hediye
tahsin : beğenme, güzelliğini ilân etme
takdim : sunma
takdir : beğeniyi dile getiren ifade
tesbihat : Allah’ın her türlü eksiklikten, âcizlikten, ortaktan yüce olduğunu ilân etme
tezahürat : görünümler yansımalar
yâd etme : anma
zîhayat : canlı, hayat sahibi
Yükleniyor...