Dokuzuncu Nükte

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
اَوْ هُمْ قَاۤئِلُونَ
1

Refet, اَوْ هُمْ قَائِلوُنَ âyet-i celilesindeki قَائِلوُنَ kelimesinin mânâsını merak edip sorması münasebetiyle ve hapiste sabah namazından sonra sairler gibi yatmasından gelen rehavet dolayısıyla, elmas gibi kalemini atâlete uğratmamak için yazılmıştır.

Uyku üç nevidir.

BİRİNCİSİ: Gaylûledir ki, fecirden sonra, tâ vakt-i kerahet bitinceye kadardır. Bu uyku, rızkın noksaniyetine ve bereketsizliğine hadisçe sebebiyet verdiği için, hilâf-ı sünnettir. Çünkü rızık için sa’y etmenin mukaddemâtını ihzar etmenin en münasip zamanı, serinlik vaktidir. Bu vakit geçtikten sonra bir rehavet ârız olur. O günkü sa’ye ve dolayısıyla da rızka zarar verdiği gibi, bereketsizliğe de sebebiyet verdiği, çok tecrübelerle sabit olmuştur.

İKİNCİSİ: Feylûledir ki, ikindi namazından sonra, mağribe kadardır. Bu uyku ömrün noksaniyetine, yani, uykudan gelen sersemlik cihetiyle, o günkü ömrü nevm-âlûd, yarı uyku kısacık bir şekil aldığından, maddî bir noksaniyet gösterdiği gibi, mânevî cihetiyle de, o gün hayatının maddî ve mânevî neticesi ekseriya ikindiden sonra tezahür ettiğinden, o vakti uykuyla geçirmek, o neticeyi görmemek hükmüne geçtiğinden, güya o günü yaşamamış gibi oluyor.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “Veya onlar gündüz uykusunda iken…” A’râf Sûresi, 7:4.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Yirmi Yedinci Lem'a / Sonraki Risale: Yirmi Dokuzuncu Lem'a
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

ârız olmak : ortaya çıkmak, kendini göstermek
atâlet : hareketsizlik, tembellik
cihet : yön
duhâ vakti : kuşluk vakti
ekseriya : çoğunlukla
fecir : sabah tan yerinin ağarmaya başladığı zaman
feylûle : ikindiden akşama kadarki zaman dilimi
gaylûle : sabah, tan yerinin ağarmaya başlamasından, tâ güneşin bir mızrak boyu (yaklaşık 45 dk.) yükselmesine kadar geçen zaman dilimi
hadis : Peygamberimizin (a.s.m.) mübarek söz, fiil ve hareketi veya onun onayladığı başkasına ait söz, iş veya davranış
hilâf-ı sünnet : sünnete zıt, aykırı
ihzar etme : hazırlama
kaylûle : kuşluk vaktinden öğlenden biraz sonraya kadarki zaman dilimidir ki bu zaman diliminde uyumak sünnettir
kıyam : ayakta olma, uyanık olma
mağrib : akşam vakti
mukaddemât : başlangıç şartları
münasebetiyle : sebebiyle
münasip : uygun
nevi : çeşit, tür
nevm-âlûd : uykulu
noksaniyet : noksanlık, eksiklik
rehavet : tembellik, uyuşukluk
rızık : Allah’ın ihsan ettiği nimetler, yiyecekler
sa’y etme : çalışma
sebebiyet verme : sebep olma
sünnet/sünnet-i seniyye : Peygamberimizin söz, fiil ve hareketlerine dayanan yüce prensipler
tezahür etmek : görünmek, ortaya çıkmak
vakt-i kerahet : kerahet vakti; güneşin doğduğu, battığı ve tepede olduğu anlar
âyet-i celile : büyük ve yüce anlamları içinde bulunduran âyet
Yükleniyor...