Adeta, mâneviyatı maddiyata inkılâb ve gaybı şehâdete tahavvül ettirir bir hâsiyet onlarda görünüyor.

İşte bunun gibi, hadsiz emârelerle gösteriyor ki, mevcudât-ı havâiye olan hurûfun, hususan hurûf-u kudsiyenin ve Kur’âniyenin, hususan evâil-i sûredeki şifre-i İlâhiyenin hurûfâtı, muntazam ve nihâyetsiz hassas ve zamansız emirleri dinler ve yapar gibi göründüğünden, elbette zerrât-ı havâiyede kudsiyet noktasında emr-i 1 كُنْ فَيَكُونُ ’un cilvesine ve İrâde-i Ezeliyenin tecellîsine mazhar hurûfâtın maddî hassalarını ve hârika ve mervî faziletlerini teslim ettirir.

İşte bu sırra binâendir ki, Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyânda bazan kudret eserini, sıfat-ı irâde ve sıfat-ı kelâmdan gelir gibi tâbirâtı, gayet derecede sür’at-i îcad ve gayet derecede inkıyâd-ı eşya ve musahhariyet-i mevcudattan başka, ayn-ı emir, kudret gibi hükmediyor demektir.

Yani, emr-i tekvinden gelen hurûfât, maddî kuvvet hükmünde vücud-u eşyada hükmeder. Ve emr-i tekvînî, âdetâ, ayn-ı kudret, ayn-ı irâde olarak tezâhür eder.

Evet, emir ve irâdenin bu gayet hafî ve vücud-u maddîleri gayet gizli ve havayı âdetâ nim-mânevî, nim-maddî nev’indeki mevcudâtta, emr-i tekvînî, ayn-ı kudret gibi âsârı görünüyor; belki ayn-ı kudret olur.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “(Allah birşeyin olmasını murad ettiği zaman, O sadece) ‘Ol’ der, o da oluverir.” Bakara Sûresi, 2:117; Yâsin Sûresi, 36:82.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Yirmi Yedinci Lem'a / Sonraki Risale: Yirmi Dokuzuncu Lem'a
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âsâr : eserler
ayn-ı emir : emrin kendisi
ayn-ı irâde : iradenin kendisi
ayn-ı kudret : kudretin kendisi
berzahî : iki şey arasındaki geçiş yeri
emr-i tekvin : yaratma emri
evâil-i sûre : sûre başları
hafî : gizli
hâsiyât-ı maddiye : maddî özellikler
inkılâb ettirmek : değiştirmek, dönüştürmek
inkıyâd-ı eşya : varlıkların boyun eğmesi, itaat etmesi
keyfiyet : özellik, nitelik
mazhar : ayna, görünme yeri
mervî : nakledilen, rivayet edilen
mevcudât : varlıklar
mevcudât-ı havâiye : havadan oluşan varlıklar
muntazam : düzenli
musahhariyet-i mevcudat : varlıkların boyun eğmesi
nazar-ı dikkati celb etmek : dikkat çekmek
nev’ : tür
nihâyetsiz : sonsuz, sayısız
nim-maddî : yarı maddî
nim-mânevî : yarı mânevî
sıfat-ı irâde : irade sıfatı
sıfat-ı kelâm : konuşma sıfatı
sırr-ı imtisal : emre uyma sırrı
sür’at-i icad : çok hızlı bir şekilde var etme
şehâdet : müşahede edilen, görünen
şifre-i İlâhiye : İlâhî şifre
tâbirât : tabirler, ifadeler
tahavvül ettirmek : değiştirmek, dönüştürmek
tecellî : görünüm, yansıma
tesirât-ı hâriciye : dış etkiler
teslim ettirmek : kabul ettirmek
tezâhür etmek : ortaya çıkmak, görünmek
vücud-u eşya : eşyanın varlığı, varlıkların kendisi
vücud-u maddî : maddî varlık
zerrât-ı havâiye : hava zerreleri, atomları
Yükleniyor...