Onun içindir ki, yağmura “rahmet” nâmı verildiği gibi, bu mübârek hayvanlara da “en’âm” nâmı verilmiş. Güya nasılki rahmet tecessüm etmiş, yağmur olmuş; öyle de nimet dahi tecessüm etmiş, keçi, koyun, öküz ile manda ve deve şekillerini almış. Çendan cismânî maddeleri yerde halk olunuyor; fakat nimetiyet sıfatı ve rahmetiyet mânâsı, maddesine tamamiyle galebe ettiğinden, 1 اَنْزَلْنَا tâbiriyle, doğrudan doğruya bu mübârek hayvanları hazine-i rahmetin birer hediyesi olarak, Hâlik-ı Rahîm, yüksek mertebe-i rahmetinden ve mânevî, âli Cennetinden yeryüzüne indirmiş.

Evet, nasıl ki bazan beş paralık bir maddede beş liralık bir san’at derc edilir. O zaman o şeyin maddesi nazara alınmıyor; san’at noktasında kıymet veriliyor: Sineğin küçücük maddesi ve içindeki pek büyük san’at-ı Rabbâniye gibi. Bazan beş liralık bir maddede beş kuruşluk bir san’at bulunur; o vakit hüküm maddenindir.

Aynen onun gibi, bazan cismânî bir maddede o kadar nimet ve rahmet mânâsı bulunur ki, yüz defa maddesinden ziyade ehemmiyetli oluyor. Âdetâ cismânî maddesi gizlenir; hüküm, nimetiyet cihetine bakar. İşte, demirin pek azîm menâfii ve çok semereleri, onun maddî maddesini gizlediği gibi, mezkûr mübârek hayvanların dahi her cüz’ünde nimet bulunması, onların cismânî maddelerini güya nimete kalb ettirmiş. Onun içindir ki, cismânî maddelerinin hükmü nazara alınmadan mânevî sıfatları nazara alınmış, وَاَنْزَلْنَا, وَاَنْزَلَ tâbir edilmiştir.

Evet, وَاَنْزَلْنَا, وَاَنْزَلَ hakikat itibârıyla sâbık nükteyi ifade ettikleri gibi, belâgat noktasında da ehemmiyetli bir mânâyı mûcizâne ifade ediyorlar. Şöyle ki: Demir gayet sert fıtratıyla ve gizliliği ve derinliğiyle beraber, her yerde hazır bulunmak ve hamur gibi yumuşatmak hâsiyetini ihsân ettiğinden, herkes, her yerde, her işte kolayca elde etmesini ifade etmek için, 2 وَاَنْزَلْنَا الْحَدِيدَ tâbiriyle, güya fıtrî ve semâvî nimetler gibi, demir âletlerini yukarı bir tezgâhtan indirip beşerin ellerine verilmiş gibi kolaylıkla elde ediliyor.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “İndirdik.”
2 : “Demiri indirdik.”
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Yirmi Yedinci Lem'a / Sonraki Risale: Yirmi Dokuzuncu Lem'a
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âli : yüce
azîm : büyük
belâgat : maksada ve hale uygun düzgün ve güzel söz söyleme
beşer : insan
cihet : taraf, yön
cüz’ : kısım, parça
derc edilmek : yerleştirilmek
ehemmiyetli : değerli, önemli
fıtrat : yaratılış, mizaç
fıtrî : doğal, yaratılıştan gelen
galebe etmek : üstün gelmek
hakikat : gerçek, esas
Hâlik-ı Rahîm : sonsuz şefkat ve merhamet sahibi ve herşeyi yaratan Allah
hâsiyet : özellik
hayvânât : hayvanlar
hazine-i rahmet : Allah’ın rahmet hazinesi
hüküm : karar
ihsân etmek : bağışlamak, sunmak
itibârıyla : yönüyle
kalb etmek : dönüştürmek
kıymet : değer
menâfi : faydalar, yararlar
mertebe-i rahmet : rahmet derecesi
mezkûr : adı geçen
mûcizâne : mucizeli bir şekilde
mühim : önemli
nazara alınmak : dikkate alınmak
nimet : Allah’ın rızık olarak verdiği, ihtiyaç duyulan herşey
nimetiyet : nimet olma özelliği
nükte : derin ve ince anlamlı söz
rahmetiyet : rahmet olma özelliği
sâbık : önceki, geçmiş
san’at-ı Rabbâniye : her şeyin Rabbi olan Allah’ın san’atı
semâvî : gökten gelen
semere : meyve
sıfat : özellik
tâbir etmek : ifade etmek
tâbir : ifade etme, adlandırma
vaziyet : durum
ziyade : çok, fazla
Yükleniyor...