Hem hayvânât cinsinden, sivrisinekten tut, tâ yılan, akrep, kurt, arslana kadar insanlara zararlı vaziyetleriyle beraber, hayvânâtın mühimlerinden olan koca manda ve öküz ve deve gibi büyük mahlûkat gayet derece musahhar, mutî; hattâ zayıf bir çocuğa da yularını verip itaat etmek mânâsını ifade için, 1 وَاَنْزَلَ لَكُمْ مِنَ اْلاَنْعَامِ ثَمَانِيَةَ tâbiriyle, güya bu mübârek hayvanlar dünya hayvanları değil ki, içinde tevahhuş ve zarar bulunsun. Belki mânevî bir Cennetin hayvanları gibi menfaattar, zararsızdırlar. Yukarıdan, yani, rahmet hazinesinden indirilmiştir, diye ifade ediyor.

Muhtemeldir ki, bazı müfessirlerin bu hayvanlar hakkında “Cennetten indirilmiştir” dedikleri, bu mânâdan ileri gelmiştir. Zahrında HAŞİYE Kur’ân-ı Hakîmin bir harfi için bir sahife yazılsa, uzun olmuş denilmemeli. Çünkü kelâmullahtır. Onun için اَنْزَلَ tâbiri için iki üç sayfa yazılmakla israf edilmiş olmaz. Bazan Kur’ân’ın bir harfi, bir hazine-i mâneviyenin anahtarı olur.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “Sizin için sekiz hayvan indirdi.”
HAŞİYE : Bazı müfessirler, “Mebde’leri semâvâttan gelmişler” demelerinden muradları şudur ki: Bu en’âm denilen hayvânâtın bekàları rızık iledir ve rızıkları ottur; onların rızkı da yağmurdur. Yağmur ki, âb-ı hayattır ve rahmettir; ve rızık da semâvâttan gelir. "وَفِي السَّمَاء رِزْقُكُمْ" âyeti buna işaret eder. Madem o hayvanların devam eden müteceddit vücutları semâvâttan gelen yağmur içindedir; semâdan indirilmiş mânâsını ifade eden “Enzele” tâbiri yerindedir.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Yirmi Yedinci Lem'a / Sonraki Risale: Yirmi Dokuzuncu Lem'a
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âb-ı hayat : hayat suyu
âyet : Kur’ân’da yer alan her bir cümle
bekâ : varlığı devam ettirme
en’âm : deve, sığır, koyun gibi evcil hayvanlar; nimetler
hazine-i mâneviye : mânevî hazine
israf : savurganlık
kelâmullah : Allah’ın kelâmı
Kur’ân-ı Hakîm : her âyet ve sûresinde sayısız hikmet ve faydalar bulunan Kur’ân
mahlûkat : yaratılanlar, yaratıklar
mebde : başlangıç
menfaattar : faydalı, yararlı
muhtemel : ihtimal dahilinde
murad : kastedilen
musahhar : boyun eğmiş
mutî : emre uyan, itaat eden
mübârek : hayırlı, bereketli
müfessir : Kur’ân-ı Kerimi mânâ bakımından tefsir eden, yorumlayan kimse
müteceddit : yenilenen
rahmet : İlâhî şefkat, merhamet
rızık : yenip içilen şeyler
semâ : gökyüzü
semâvât : gökler
tevahhuş : korkma, çekinme
vücut : beden
Yükleniyor...