İşte şu âyet, nasıl ki “Tûr-i Sina’da ikbal-i Hak” fıkrasıyla nübüvvet-i Mûseviyeyi ve Şam Dağlarından ibaret olan “Sâir’den tulû-u Hak” fıkrasıyla nübüvvet-i İseviyeyi ihbar eder. Öyle de, bil’ittifak Hicaz Dağlarından ibaret olan “Fâran Dağlarından zuhur-u Hak” fıkrasıyla, bizzarure risalet-i Ahmediyeyi (a.s.m.) haber veriyor.
Hem Sûre-i Feth’in âhirinde ذٰلِكَ مَثَلُهُمْ فِى التَّوْرٰيةِ 1 hükmünü tasdiken, Tevrat’ta Fâran Dağlarından zuhur eden Peygamberin Sahabeleri hakkında şu âyet var: “Kudsîlerin bayrakları beraberindedir. Ve onun sağındadır.”2 “Kudsîler” namıyla tavsif eder. Yani, “Onun Sahabeleri kudsî, salih evliyalardır.”
Eş’ıya Peygamberin kitabında, Kırk İkinci Bâbında şu âyet vardır: “Hak Sübhânehu, âhirzamanda, kendinin ıstıfâ-gerde ve bergüzidesi kulunu ba’s edecek ve ona, Ruhu’l-Emin Hazret-i Cibril’i yollayıp din-i İlâhîsini ona talim ettirecek. Ve o dahi, Ruhu’l-Eminin talimi vechile nâsa talim eyleyecek ve beynennâs hak ile hükmedecektir. O bir nurdur, halkı zulümattan çıkaracaktır. Rabbin bana kablelvuku bildirdiği şeyi ben de size bildiriyorum.” 3
İşte şu âyet, gayet sarih bir surette, Âhirzaman Peygamberi olan Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın evsâfını beyan ediyor.
Mişâil namıyla müsemmâ Mihâil Peygamberin kitabının Dördüncü Bâbında şu âyet var: “Âhirzamanda bir ümmet-i merhume kaim olup, orada Hakka ibadet ibadet etmek üzere mübarek dağı ihtiyar ederler. Ve her iklimden orada birçok halk toplanıp Rabb-i Vâhide ibadet ederler, Ona şirk etmezler.” 4
Hem Sûre-i Feth’in âhirinde ذٰلِكَ مَثَلُهُمْ فِى التَّوْرٰيةِ 1 hükmünü tasdiken, Tevrat’ta Fâran Dağlarından zuhur eden Peygamberin Sahabeleri hakkında şu âyet var: “Kudsîlerin bayrakları beraberindedir. Ve onun sağındadır.”2 “Kudsîler” namıyla tavsif eder. Yani, “Onun Sahabeleri kudsî, salih evliyalardır.”
Eş’ıya Peygamberin kitabında, Kırk İkinci Bâbında şu âyet vardır: “Hak Sübhânehu, âhirzamanda, kendinin ıstıfâ-gerde ve bergüzidesi kulunu ba’s edecek ve ona, Ruhu’l-Emin Hazret-i Cibril’i yollayıp din-i İlâhîsini ona talim ettirecek. Ve o dahi, Ruhu’l-Eminin talimi vechile nâsa talim eyleyecek ve beynennâs hak ile hükmedecektir. O bir nurdur, halkı zulümattan çıkaracaktır. Rabbin bana kablelvuku bildirdiği şeyi ben de size bildiriyorum.” 3
İşte şu âyet, gayet sarih bir surette, Âhirzaman Peygamberi olan Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın evsâfını beyan ediyor.
Mişâil namıyla müsemmâ Mihâil Peygamberin kitabının Dördüncü Bâbında şu âyet var: “Âhirzamanda bir ümmet-i merhume kaim olup, orada Hakka ibadet ibadet etmek üzere mübarek dağı ihtiyar ederler. Ve her iklimden orada birçok halk toplanıp Rabb-i Vâhide ibadet ederler, Ona şirk etmezler.” 4
Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:
1 : “Onların Tevrat’taki vasıfları budur.” Fetih Sûresi, 48:29.
2 : Halebî, es-Sîretü’l-Halebiye, 1:348; Nebhânî, Hüccetüllah ale’l-Âlemîn, 113.
3 : Kitab-ı Mukaddes, Eş’ıya, Bab 42, âyet 1-4, 9.
4 : Kitab-ı Mukaddes, Mîhâ, Bab 4, âyet 1-2.
2 : Halebî, es-Sîretü’l-Halebiye, 1:348; Nebhânî, Hüccetüllah ale’l-Âlemîn, 113.
3 : Kitab-ı Mukaddes, Eş’ıya, Bab 42, âyet 1-4, 9.
4 : Kitab-ı Mukaddes, Mîhâ, Bab 4, âyet 1-2.
Önceki Risale: On Beşinci İşaret / Sonraki Risale: On Yedinci İşaret




