HAŞİYE1 - HAŞİYE2
İKİNCİ NÜKTE: Hazret-i Mûsâ Aleyhisselâmın zamanında sihrin revacı olduğundan, mühim mu’cizâtı ona benzer bir tarzda geldiği; ve Hazret-i İsâ Aleyhisselâmın zamanında ilm-i tıp revaçta olduğundan, mu’cizâtının galibi o cinsten geldiği gibi, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın dahi zamanında Ceziretü’l-Arabda en ziyade revaçta dört şey idi:
Birincisi: Belâğat ve fesahat.
İkincisi: Şiir ve hitabet.
Üçüncüsü: Kâhinlik ve gaibden haber vermek.
Dördüncüsü: Hâdisât-ı maziyeyi ve vâkıât-ı kevniyeyi bilmekti.
İşte, Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan geldiği zaman, bu dört nevi malûmat sahiplerine karşı meydan okudu.
Başta, ehl-i belâğate birden diz çöktürdü; hayretle Kur’ân’ı dinlediler.
İKİNCİ NÜKTE: Hazret-i Mûsâ Aleyhisselâmın zamanında sihrin revacı olduğundan, mühim mu’cizâtı ona benzer bir tarzda geldiği; ve Hazret-i İsâ Aleyhisselâmın zamanında ilm-i tıp revaçta olduğundan, mu’cizâtının galibi o cinsten geldiği gibi, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın dahi zamanında Ceziretü’l-Arabda en ziyade revaçta dört şey idi:
Birincisi: Belâğat ve fesahat.
İkincisi: Şiir ve hitabet.
Üçüncüsü: Kâhinlik ve gaibden haber vermek.
Dördüncüsü: Hâdisât-ı maziyeyi ve vâkıât-ı kevniyeyi bilmekti.
İşte, Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan geldiği zaman, bu dört nevi malûmat sahiplerine karşı meydan okudu.
Başta, ehl-i belâğate birden diz çöktürdü; hayretle Kur’ân’ı dinlediler.
Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:
HAŞİYE1 : Kur’ân-ı Hakîmin umum sahifeleri âhirinde âyet tamam oluyor. Güzel bir kafiye ile nihayeti hitam buluyor. Bunun sırrı şudur ki: En büyük olan Müdayene âyeti sahifeler için, Sûre-i İhlâs ve Kevser, satırlar için bir vahid-i kıyasî ittihaz edildiğinden, Kur’ân-ı Hakîmin bu güzel meziyeti ve i’câz alâmeti görülüyor.
HAŞİYE2 : Bu makamın bu mebhasında gayet ehemmiyetli ve haşmetli ve büyük ve Risale-i Nur’un muvaffakiyeti noktasında gayet ziynetli ve sevimli ve müşevvik kerametin, pek az ve cüz’î vaziyet ve kısacık nümunelerine ve küçücük emârelerine, acelelik belâsıyla iktifa edilmiş. Halbuki o büyük hakikat ve o sevimli keramet ise, “tevafuk” namıyla beş altı nevileriyle Risale-i Nur’un bir silsile-i kerametini ve Kur’ân’ın göze görünen bir nevi i’câzının lemeâtını ve rumuzât-ı gaybiyenin bir menba-ı işârâtını teşkil ediyor. Sonradan, Kur’ân’da lâfzullahın tevafukundan çıkan bir lem’a-i i’câzı gösteren yaldız ile bir Kur’ân yazdırıldı. Hem Rumuzat-ı Semâniye namındaki sekiz küçük risaleler, hurufat-ı Kur’âniyenin tevafukatından çıkan münasebet-i lâtîfe ve işârât-ı gaybiyelerinin beyanında telif edildi. Hem Risale-i Nur’u tevafuk sırrıyla tasdik ve takdir ve tahsin eden Keramet-i Gavsiye ve üç Keramet-i Aleviye ve İşârât-ı Kur’âniye namındaki beş adet risaleler yazıldı. Demek, Mucizât-ı Ahmediye’nin telifinde o büyük hakikat icmâlen hissedilmiş. Fakat, maatteessüf, müellif yalnız bir tırnağını görüp göstermiş, daha arkasına bakmayarak koşup gitmiş.
HAŞİYE2 : Bu makamın bu mebhasında gayet ehemmiyetli ve haşmetli ve büyük ve Risale-i Nur’un muvaffakiyeti noktasında gayet ziynetli ve sevimli ve müşevvik kerametin, pek az ve cüz’î vaziyet ve kısacık nümunelerine ve küçücük emârelerine, acelelik belâsıyla iktifa edilmiş. Halbuki o büyük hakikat ve o sevimli keramet ise, “tevafuk” namıyla beş altı nevileriyle Risale-i Nur’un bir silsile-i kerametini ve Kur’ân’ın göze görünen bir nevi i’câzının lemeâtını ve rumuzât-ı gaybiyenin bir menba-ı işârâtını teşkil ediyor. Sonradan, Kur’ân’da lâfzullahın tevafukundan çıkan bir lem’a-i i’câzı gösteren yaldız ile bir Kur’ân yazdırıldı. Hem Rumuzat-ı Semâniye namındaki sekiz küçük risaleler, hurufat-ı Kur’âniyenin tevafukatından çıkan münasebet-i lâtîfe ve işârât-ı gaybiyelerinin beyanında telif edildi. Hem Risale-i Nur’u tevafuk sırrıyla tasdik ve takdir ve tahsin eden Keramet-i Gavsiye ve üç Keramet-i Aleviye ve İşârât-ı Kur’âniye namındaki beş adet risaleler yazıldı. Demek, Mucizât-ı Ahmediye’nin telifinde o büyük hakikat icmâlen hissedilmiş. Fakat, maatteessüf, müellif yalnız bir tırnağını görüp göstermiş, daha arkasına bakmayarak koşup gitmiş.
Önceki Risale: On Yedinci İşaret / Sonraki Risale: On Dokuzuncu Nükteli İşaret