Hem Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Kureyş’e demiş ki: “Yolda giderken sizin bir kàfilenizi gördüm. Kàfileniz yarın filân vakitte gelecek.” Sonra o vakit kàfileye muntazır kaldılar. Kàfile bir saat taahhur etmiş. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın ihbarı doğru çıkmak için, ehl-i tahkikin tasdikiyle, güneş bir saat tevakkuf etmiş. Yani, arz, onun sözünü doğru çıkarmak için, vazifesini, seyahatini bir saat tatil etmiştir ve o tatili güneşin sükûnetiyle göstermiştir.1

İşte, Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâmın birtek sözünün tasdiki için, koca arz vazifesini terk eder, koca güneş şahit olur. Böyle bir zâtı tasdik etmeyen ve emrini tutmayanın ne derece bedbaht olduğunu ve onu tasdik edip emrine 2 سَمِعْنَا وَاَطَعْنَا diyenlerin ne kadar bahtiyar olduklarını anla, اَلْحَمْدُ ِللّٰهِ عَلَى اْلاِيمَانِ وَاْلاِسْلاَمِ3 de.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:284; Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:591-592; Süyûtî, ed-Dürerü’l-Müntesire, 193; el-Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, 8:296; es-Sâ’âtî, el-Fethü’r-Rabbânî, 6:155. el-Elbânî, Silsiletü’l-Ehâdîsi’d-Daîfe, 972.
2 : “İşittik ve itaat ettik.” Bakara Sûresi, 2:285.
3 : İmân ve İslâm nimetinden dolayı Allah’a hamd olsun
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

Aleyhissalâtü Vesselâm : Allah’ın salât ve selâmı onun üzerine olsun
arz : dünya
bahtiyar : talihli, mutlu
bedbaht : talihsiz, bahtsız
belâgat : sözün düzgün, kusursuz, yerinde, hâlin ve makamın icabına göre söylenmesi
beyan : açıklama, izah
cami : içine alan, kapsayan
delâil-i nübüvvet : peygamberlik delilleri
ebedî : sonu olmayan, sonsuz
i’câz : mu’cizelik özelliği
i’câz-ı Kur’ân : Kur’ân’ın mu’cize oluşu; Kur’ân’ın bir benzerini yapma konusunda başkalarını âciz bırakan olağanüstülüğü
icmâlen : kısaca, özet olarak
ihsas etme : hissettirme, hatırlatma
muhakkik : gerçekleri araştıran ve delilleriyle bilen âlimler
Muhammed-i Arabî : Arapların arasından çıkan Peygamberimiz Hz. Muhammed (a.s.m.)
nevi : tür, çeşit
nükte : ince anlamlı söz
Resul-i Ekrem : Allah’ın en şerefli ve değerli elçisi olan Hz. Muhammed (a.s.m.)
sükûnet : durgunluk, hareketsizlik
tabakat : tabakalar, dereceler
takriben : yaklaşık olarak
tasdik etme : doğrulama, onaylama
tatil etme : bir faaliyete ara verme, durdurma
tevakkuf etmek : durmak, duraklamak
Yükleniyor...