Birşey daha var ki: Daire-i takvâdan hariç, belki daire-i İslâmiyetten hariç bir suret almış bazı meşreplerin ve tarikat namını haksız olarak kendine takanların seyyiâtıyla tarikat mahkûm olamaz.

Tarikatin dinî ve uhrevî ve ruhanî çok mühim ve ulvî neticelerinden sarf-ı nazar, yalnız âlem-i İslâm içindeki kudsî bir rabıta olan uhuvvetin inkişafına ve inbisatına en birinci, tesirli ve hararetli vasıta tarikatler olduğu gibi, âlem-i küfrün ve siyaset-i Hıristiyaniyenin, nur-u İslâmiyeti söndürmek için müthiş hücumlarına karşı dahi, üç mühim ve sarsılmaz kale-i İslâmiyeden bir kalesidir.

Merkez-i hilâfet olan İstanbul’u beş yüz elli sene bütün âlem-i Hıristiyaniyenin karşısında muhafaza ettiren, İstanbul’da beş yüz yerde fışkıran envâr-ı tevhid ve o merkez-i İslâmiyedeki ehl-i imanın mühim bir nokta-i istinadı, o büyük camilerin arkalarındaki tekkelerde Allah Allah diyenlerin kuvvet-i imaniyeleri ve marifet-i İlâhiyeden gelen bir muhabbet-i ruhaniye ile cûş u huruşlarıdır.

İşte, ey akılsız hamiyetfuruşlar ve sahtekâr milliyetperverler! Tarikatin, hayat-ı içtimaiyenizde bu hasenesini çürütecek hangi seyyiatlardır, söyleyiniz.

DÖRDÜNCÜ TELVİH

Meslek-i velâyet çok kolay olmakla beraber çok müşkülâtlıdır; çok kısa olmakla beraber çok uzundur; çok kıymettar olmakla beraber çok hatarlıdır; çok geniş olmakla beraber çok dardır.

İşte bu sırlar içindir ki, o yolda sülûk edenler bazan boğulur, bazan zararlı düşer, bazan döner, başkalarını yoldan çıkarır.

Ezcümle, tarikatte “seyr-i enfüsî” ve “seyr-i âfâkî” tabirleri altında iki meşrep var.

Enfüsî meşrebi, nefisten başlar, hariçten gözünü çeker, kalbe bakar, enâniyeti deler geçer, kalbinden yol açar, hakikati bulur. Sonra âfâka girer. O vakit âfâkı nuranî görür. Çabuk o seyri bitirir.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âlem-i Hıristiyaniye : Hıristiyanlık âlemi
âlem-i İslâm : İslâm âlemi
âlem-i küfr : küfür dünyası
cûş u huruş : neşe ve âhenk, coşkunluk
daire-i İslâmiyet : İslâmiyet dairesi
daire-i takvâ : takvâ dairesi; Allah’tan korkup emir ve yasaklarına titizlikle uyma dünyası
ehl-i iman : Allah’a ve Allah’tan gelen herşeye inanan kimseler, mü’minler
enâniyet : benlik, gurur
enfüsî : iç dünyamıza ait
envâr-ı tevhid : Allah’ın birliğini gösteren nurlar
ezcümle : örneğin
hamiyetfuruş : hamiyetli görünmeye çalışan, hamiyet iddiasında olan; fedakârlık taslayan
hasene : iyilik
hatarlı : tehlikeli
hayat-ı içtimaiye : toplum hayatı
inbisat : genişleme, yayılma
inkişaf : gelişme
kale-i İslâmiye : İslâmiyet kalesi
kıymettar : kıymetli
kudsî : mukaddes, kutsal
kuvvet-i imaniye : imanın kuvveti, gücü
mahkûm olmak : hükmedilmek, cezalandırılmak
marifet-i İlâhiye : Allah’ı bilme ve tanıma
merkez-i hilâfet : halifelik makamının bulunduğu yer, merkez
merkez-i İslâmiye : İslâmın merkezi
meslek-i velâyet : velîlik mesleği, mânevî mertebeler aşarak Allah’ın yakınlığını ve dostluğunu elde etme
meşrep : hareket tarzı, metod
milliyetperver : milliyetçi, milletini seven
muhabbet-i ruhaniye : ruhanî sevgi
müşkülâtlı : zorluklarla dolu
nefis : insanı daima kötülüğe, maddî zevk ve isteklere sevk eden kuvvet
nokta-i istinad : dayanak noktası
nur-u İslâmiyet : İslâmiyet nuru, ışığı
rabıta : bağ, ilgi
ruhanî : maddî yapısı olmayan ve gözle görülemeyen ruh âlemine ait varlık
sarf-ı nazar : görmezlikten gelmek
seyr-i âfâkî : mânevî olarak ilerleme için dış âlemdeki delil ve vasıtalarla yapılan mânevî yolculuk
seyr-i enfüsî : iç âleminde yapılan mânevî yolculuk
seyyiât : günahlar, kötülükler
siyaset-i Hıristiyaniye : Hıristiyanlık siyaseti
suret : biçim, şekil
sülûk etmek : yola girmek; nefsi düzeltmek ve Allah’a mânevî olarak yaklaşmak amacıyla tasavvuf yoluna girme, mânevî yolculuğa çıkma
tarikat : tasavvuf adıyla Allah’ı tanıma ve iman esaslarını inkişaf ettirerek insanı mânevî olgunluğa götüren yol
telvih : üstü kapalı bir şekilde işaret edip gösterme
Yükleniyor...