Birincisi: Şems, şeffafiyet sırrına binaen, şişelerin zerrelerinde, arzın denizlerinde, semânın seyyarelerinde müsavat üzerine tecellî eder.

İkincisi: Mukabele sırrına binaen, merkezdeki bir lâmbanın daireyi teşkil eden ayinelere nisbet-i in’ikâsı birdir.

Üçüncüsü: Nurdan veya nurânî birşeyden tenevvür etmek ve ziya almak hususunda, bir ile bin birdir. Nurânînin iktizası öyledir.

Dördüncüsü: Muvazene sırrına binaen, hassas bir terazinin iki kefesinde iki ceviz veyahut iki güneş bulunsa; hangi kefesine birşey ilâve edilirse, o aşağı iner, ötekisi havaya kalkar.

Beşincisi: Büyük bir sefineyle gayet küçük bir sefineyi sevk ve tahrik hususunda fark yoktur -kaptan; ister bir çocuk olsun, ister büyük olsun- çünkü intizam vardır.

Altıncısı: Hayvan-ı nâtık gibi bir mahiyet-i mücerredenin küçük ve büyük efradına nisbeti birdir.

Hülâsa: Kalil ile kesir, küçük ile büyük arasında birşey-i vahide isnatlarında tefavüt olmadığı, imkân dairesinde olduğu şu misallerle tavazzuh etti. Binaenaleyh, eşyada bulunan intizam, muvazene, evâmir-i tekviniyeye karşı imtisal, itaat, kudret-i ezeliyyenin nuraniyeti, eşyanın içyüzünün şeffafiyeti gibi sırlardan dolayı, bir sinek ile arzın ihyâsı, bir ağaç ile semâvâtın icadı, bir zerreyle güneşin yaratılışı Vâcibü’l-Vücuda nisbetle mütesavidir. Evet müsavat ve adem-i tefavütü gözle görünür. Bak: Mahiyeti meçhul, mu’cizatıyla malûm olan kudret-i ezeliyenin, bilhassa semerat ve sebzelerdeki nakışları, san’atları, esbaba havale edilirse, esbab altında ezilecektir.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Katrenin Zeyli / Sonraki Risale: Zeylû'l-Hubâb
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

adem-i tefavüt : farklılığın olmaması
arz : yer, yerküre
bilhassa : özellikle
binaen : dayanarak
binaenaleyh : bundan dolayı
bir şey-i vahid : bir tek şey
efrad : fertler, bireyler
elhâsıl : netice olarak, özetle
esbab : sebepler
eşya : varlıklar
evâmir-i tekviniye : kâinattaki İlâhî emirler, Allah’ın tabiata yerleştirdiği kanunlar
gayet : son derece
hassas : duyarlı
havale etme : bir işi başka birine bırakma
hayatî : hayata ait
hayvan-ı nâtık : “konuşan canlı” olma özelliği
hülâsa : özet olarak
icad : var etme, ortaya çıkarma
ihyâ : diriltme, hayat verme
iktizası : gerektirmesi, gereği
imkân : olabilirlik
imtisal : bağlanma, boyun eğme
intizam : düzen, düzenlilik
isnat : dayandırma
kalil : az
kesir : çok
kudret-i ezeliye : Cenâb-ı Hakkın ezelî, sonsuz kudreti
mahiyet : herbir şeyin temel nitelik ve özelliği
mahiyet-i mücerrede : soyut olan mahiyet, yapı
malûm : bilinen
meçhul : bilinmeyen
misal : örnek
mu’cizat : Allah tarafından verilen ve bir benzerini yapmada insanların aciz kaldığı olağanüstü şeyler
mukabele : karşılıklı olarak, yüz yüze bulunma
muvazene : karşılıklı kurulan denge
müsavat : eşitlik, denklik
mütesavi : birbirine eşit olan, aynı seviyede olan
nakış : işleme, süsleme
nisbet : oran, kıyas
nisbet-i in’ikâs : yansıma oranı
nurânî : nurlu, parlak
nuraniyet : nur özelliği, parlaklık
sefine : gemi
semâ : gökyüzü
semâvât : gökler
semerat : meyveler
sevk : yönlendirme
seyyare : gezegen
şeffafiyet : şeffaflık
şems : güneş
tahrik : harekete geçirme
tavazzuh etmek : aydınlanma, açıklığa kavuşma
tecellî etmek : yansımak, görünmek
tefavüt : farklılık
tenevvür etmek : nurlanmak, aydınlanmak
teşkil eden : meydana getiren, oluşturan
Vâcibü’l-Vücud : varlığı zorunlu olan, var olmak için hiçbir sebebe ihtiyacı olmayan Allah
vücudî : varlığa ait, varlıkla ilgili
zerre : atom
ziya : ışık
Yükleniyor...