Ve keza, herbir zîhayat, çok isim ve sıfatların tecellîsine mazhardır. Meselâ, bir zîhayat vücuda geldiğinde Bâri isminin cilvesine, teşekkülünde Musavvir sıfatının cilvesine, gıdalandığı zaman Rezzak isminin cilvesine, hastalıktan şifa bulduğunda, Şâfi isminin tecellîsine, ve hâkezâ, tesirde mütesanit, âsârda mütehalif, çok sıfat ve isimlere mazhardır. Bu sıfatların ve isimlerin hedefleri bir olduğundan, elbette müsemmâları da bir olur. İşte her bir zîhayat, şu mazhariyetle Hâlıkın bir olduğuna dair olan şehadetini, 1 اَللّٰهُ لاٰۤ اِلٰهَ اِلاَّ هُوَ ile ilân eder.

Ve keza, manzume-i şemsiyeyle balarısının gözleri arasındaki irtibat ve keyfiyetçe birbiriyle münasebetleri, ikisinin bir Nakkaşın nakşı olduğuna olan delâletlerini اَللّٰهُ لاٰۤ اِلٰهَ اِلاَّ هُوَ ile ilâm ediyorlar.

Ve keza, zerrat arasındaki câzibenin, güneş ve yıldızlar arasında bulunan câzibeye kardeş olması, her iki kısmın da bir kalem-i vahidin yazısı olduğunu اَللّٰهُ لاٰۤ اِلٰهَ اِلاَّ هُوَ ile izhar ediyorlar.

Ve keza, terkip ve mürekkebatta görünen intizam, o mürekkebattaki her zerrenin, lâyık mevziine konulmasıyla hasıl olmuştur. Binaenaleyh, o zerreleri, aralarındaki münasebetler bozulmamak şartıyla lâyık mevkilerine koyabilmek, ancak bütün o mürekkebatı yaratabilecek bir kudret sahibine hastır. İşte, zerrattaki intizam ve şu vaziyetin lisanıyla Allahu ekber diyerek, اَللّٰهُ لاٰۤ اِلٰهَ اِلاَّ هُوَ ’yu okur.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “Allah, kendinden başka hiçbir ilâh bulunmayan Allah’tır.” Bakara Sûresi: 2:255.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Lâsiyyemalar / Sonraki Risale: Katrenin Zeyli
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

Allahu ekber : “Allah en büyüktür”
âsâr : eserler, varlıklar
binaenaleyh : bundan dolayı
câzibe : çekme kuvveti
cilve : görüntü, yansıma
delâlet : delil olma
efrad : fertler
hâkezâ : bunun gibi
Hâlık : her şeyi yaratan Allah
has : özel, ait
hasıl olmak : ortaya çıkmak, meydana gelmek
ilâm etmek : bildirmek
imtiyaz : ayrıcalık; farklılık
intizam : düzen
irtibat : bağ, ilişki
istilzam etmek : gerektirmek
izhar etmek : göstermek
kalem-i kudret : kudret kalemi; varlıkların ve olayların düzenli olarak vücuda gelişinde bir kalem gibi eserini gösteren İlâhî güç
kalem-i vahid : tek kalem
keyfiyet : durum
keza : aynı, aynı biçimde
kudret : güç ve iktidar
lisan : dil
manzume-i şemsiye : güneş sistemi
mazhar : ayna olma, üzerinde yansıtma
mazhariyet : ayna olma; bir nimete nail olma, kavuşma
melhuz : düşünülmüş, ilmen ele alınmış
meşhud : görünür hâlde
mevki : konu, yer
mevzi : yer
münasebet : ilişki
mürekkebat : parçaların bir araya gelmesiyle meydana gelen eserler, birleşikler
müsemmâ : isim sahibi
mütehalif : birbirinden farklı
mütesanit : birbirini destekleyen; dayanışma içinde olan
Nakkaş : her şeyi san’atlı bir şekilde nakış nakış işleyen Allah
nazar-ı kudret : kudretin nazarı; İlâhî kudretin bütün varlıklara bakışı, nazarı
nev-i beşer : insanlar
nevi : çeşit, tür
Rezzak : bütün canlıların rızıklarını veren Allah
sıfat : özellik, nitelik, vasıf
Şâfi : yarattıklarına şifa verip iyileştiren, sağlık ihsan eden Allah
şehadet : şahitlik
taayyün : belli bir özellikle donatılma, belirleme
tecellî : yansıma, İlâhî isimlerin karşılıklı varlıklarda eserini göstermesi
temin etmek : sağlamak
terkip : farklı unsurların bir araya gelmesi
teşahhus : belli bir yapı ve şekil verilme, özel bir kimliğe kavuşma, şahıslanma
vaziyet : durum, hâl
zerrat : zerreler, atomlar
zerre : atom
zîhayat : canlı, hayat sahibi
Yükleniyor...