Ve keza, ziyasız güneşin vücudu mümkün olmadığı gibi, ulûhiyet de tezahürsüz olamaz. Tezahürü ise, irsal-i rusül ile olur.

Ve keza, hadd-i kemâle bâliğ olan en yüksek bir cemâlin bilinmesi, görünmesi, gösterilmesi için resullerin tarifi lâzımdır.

Ve keza, kemâl-i cemâle bâliğ olan kemâl-i hüsn-ü san’at, resullerin delâletiyle olur.

Ve keza, rububiyet-i âmme, ubudiyet-i külliye ister. Bu da zülcenaheyn resullerin vahdet-i İlâhiyeyi halka ilân etmeleriyle mümkün olur.

Ve keza, bir hüsün sahibinin isteği olmasa ve bir ayine bulunmasa ve tarif edici bir şahıs tavassut etmezse, onun hüsnünün görünmesi, gösterilmesi mümkün değildir. Bu da ancak resuller vasıtasıyla olur. Çünkü, resul, ubudiyetiyle Hâlıkın hüsnüne ayinedir; risaleti cihetiyle de halka izhar ve ilân eder.

Ve keza, bir zâtın cevahirle, zîkıymet eşya ile dolu hazinelerini açıp halka göstermek ve arz etmekle o zâtın kudretini, zenginliğini, saltanatını ilân etmek için, ancak o zâtın müsaadesiyle ve iradesiyle emir ve tayin edilmiş bir memur lâzımdır. İşte o memur resuldür.

Arkadaş! Bu sıfatları hâiz, bu vazifeleri en mükemmel görebilecek Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmdan başka âlemde bir şahıs yoktur. En câmi, en kâmil, en fâzıl o zâttır. Tam tamına teşhir, tebliğ, tarif, tavsif, izhar, ilân eden, o zâttır.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Reşhalar / Sonraki Risale: Katre
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âlem : dünya, evren
Aleyhissalâtü Vesselâm : Allah’ın salât ve selâmı onun üzerine olsun
arz etmek : göstermek, sunmak
bâliğ olmak : erişmek, ulaşmak
câmi : kapsamlı, içine alan
cemâl : güzellik
cevahir : cevherler
cihet : yön
cüz’î : birey, ferd; bir sınıf veya türün bireyi
delâlet : işaret, delil olma
emir : buyruk
fâzıl : faziletli, üstün niteliklere sahip
fihriste : indeks, içindekiler
hadd-i kemâl : olgunluk, kusursuzluk sınırı, haddi
hâiz : sahip
Hâlık : her şeyi yaratan Allah
halk etme : yaratma
halk : insanlar
hüsün : güzellik
irade : istek, arzu
irsal-i rusül : peygamberlerin gönderilmesi; Cenâb-ı Hakkın insanlara peygamber göndermesi
izhar : ortaya çıkarma, gösterme
kàdir olmak : güç ve iktidar sahibi olmak
kâmil : olgunluk ve mükemmellik sahibi
kemâl-i cemâl : eksiksiz ve mükemmel güzellik
kemâl-i hüsn-ü san’at : san’attaki güzelliğin mükemmelliği ve kusursuz olması
keza : bunun gibi
kudret : güç, iktidar
küll : bütün, genel
küllî : ferdlerden meydana gelen sınıf, tür
mükemmel : eksiksiz
müsaade : izin
resul : kendisine bir kitap ve şeriat gelen elçi, peygamber
risalet : elçilik, peygamberlik
rububiyet-i âmme : bütün varlık âlemini kuşatan egemenlik ve idare; umumî Rablık
saltanat : egemenlik
sıfat : özellik
tarif : etrafıyla, ayrıntılarıyla anlatma
tavassut etmek : vasıta olmak, aracılık etmek
tavsif : bir şeydeki özellikleri, nitelikleri dile getirme
tayin edilme : görevlendirilme, atanma
tebliğ : bir hususu muhataplara iletme
teşhir : sergilemek
tezahür : ortaya çıkma, görünme
ubudiyet : kulluk
ubudiyet-i külliye : büyük ve umumî kulluk
ulûhiyet : ibadete ve itaat edilmeye lâyık olma, İlâhlık
umum : genel, bütün
vahdet-i ilâhiye : ilâhın bir olması, tanrının tekliği
vasıta : araç
vücud : varlık
zât : kişi, şahıs
zevilhayat : hayat sahipleri, canlılar
zîkıymet eşya : kıymetli şeyler
ziya : ışık
zülcenaheyn : iki taraflı; dünya ve âhiret bilgisine sahip olan.
Yükleniyor...