İ’lem eyyühe’l-aziz! Cenâb-ı Hakkın atâ, kazâ ve kader namında üç kanunu vardır. Atâ, kazâ kanununu; kazâ da, kaderi bozar.

Meselâ: Birşey hakkında verilen karar, kader demektir. O kararın infazı, kazâ demektir. O kararın iptaliyle hükmü kazâdan affetmek, atâ demektir. Evet, yumuşak bir otun damarları katı taşı deldiği gibi, atâ da kazâ kanununun kat’iyetini deler. Kazâ da ok gibi kader kararlarını deler. Demek, atânın kazâya nisbeti, kazânın kadere nisbeti gibidir. Atâ, kazâ kanununun şümulünden ihraçtır. Kazâ da kader kanununun külliyetinden ihracıdır. Bu hakikate vakıf olan ârif, “Yâ İlâhî! Hasenatım senin atândandır. Seyyiatım da senin kazândandır. Eğer atân olmasaydı helâk olurdum” der.

İ’lem eyyühe’l-aziz! Esmâ-i Hüsnâyı tazammun eden bazı fezlekeler ile âyetlere hâtime verilmekte ne gibi bir sır vardır?

Evet, Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan, bazan âyât-ı kudreti âyetlerde basteder, sonra içerisinden esmâyı çıkarır. Bazan mensucat toplar gibi açar, dağıtır; sonra toplar, esmâda tayyeder. Bazan da ef’âlini tafsil ettikten sonra, isimler ile icmal eder. Bazan da, halkın a’mâlini tehdidâne söyler; sonra rahmete işaret eden isimler ile tesellî eder. Bazan da bazı makasıd-ı cüz’iyeyi zikrettikten sonra, o makasıdı takdir ve ispat için, burhan olarak kavâid-i külliye hükmünde olan isimleri zikrediyor. Bazan da maddî cüz’iyatı zikreder, sonra esmâ-i külliye ile icmal eder. Ve hâkezâ...
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Şemme / Sonraki Risale: On Dördüncü Reşha
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

a’mâl : ameller, işler ve davranışlar
ârif : bilgide ileri olan
atâ : bağış; ihsan
âyât-ı kudret : kudret âlemi olan kâinat belgeleri, delilleri
âyet : Kur’ân’ın her bir cümlesi
bast etmek : yaymak, genişletmek
burhan : güçlü, açık delil, kanıt
Cenab-ı Hak : Hakkın ta kendisi olan sonsuz şeref ve yücelik sahibi Allah
cüz’iyat : ferdî, bireysel şeyler
ef’âl : fiiler, işler
esmâ : Allah’ın isimleri
esmâ-i Hüsnâ : Allah’ın en güzel isimleri
esmâ-i külliye : bütün varlık âleminde yansımaları görünen Allah’ın isimleri
fezleke : hülasa, öz
hâkezâ : böylece, bunun gibi
hakikat : gerçek
hamd ü senâ etmek : hamd etmek ve övmek
haricinde : dışında
hasenat : güzellikler, iyilikler
hâtime : son
helâk olmak : mahvolmak, yok olmak
i’lem eyyühe’l-aziz : ey aziz kadreşim bil ki
icmal etmek : özetlemek
ihraç : çıkarılma
in’am : nimetler
infaz : bir hükmü yerine getirme
kader : Allah’ın meydana gelecek şeyleri olmadan önce bilmesi, takdir etmesi, plânlaması
kanun : emirden gelen ve varlıkların ve tabiat olaylarının fiil, hareket ve hallerini düzen altında tutmasına vesile olan kurallardır
kat’iyet : kesinlik
kavâid-i külliye : herşey hakkında tatbik edilebilen genel kurallar
kazâ : olacağı Allah tarafından bilinen ve takdir olunan şeylerin zamanı gelince yaratılması
Kur’ân-ı Mucizü’l-Beyan : açıklamalarıyla benzerini yapmaktan akılları âciz bırakan Kur’ân, açıklamaları mu’cize olan Kur’ân
külliyet : bütünlük, kapsamlılık
lisan : dil
mahlûkat : yaratılmışlar, yaratılmış varlıklar
makasıd : gayeler, istenilen şeyler
makasıd-ı cüz’iye : ferdî, bireysel gayeler
mensucat : dokunmuş mamüller
müşahede : gözlem
namında : isminde, adında
nefis : bir kimsenin kendisi
nisbet : oran, kıyas
rahmet : İlâhî şefkat ve merhamet
Sâni : herşeyi san’atlı bir şekilde yaratan Allah
seyyiat : günahlar, kötülükler
şehadet : şahidlik, tanıklık
şümul : kapsamlılık, kuşatıcılık
tafsil etmek : ayrıntılı olarak açıklamak
tayyetmek : sarıp dürmek
tazammun etmek : içermek, içine almak
tehdidâne : tehdit ederek
tesbihat : Allah’ı her türlü kusurdan yüce tutarak şanına lâyık ifadelerle anma
tesellî etmek : avutmak, acıyı dindirmek
vakıf olma : bütün yönleriyle bilme, haberdar olma
Ya İlâhî : ey Allah’ım
zikretmek : anmak, belirtmek
Yükleniyor...