بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَالتِّينِ وَالزَّيْتُونِ - وَطُورِسِينِينَ
1

ilâ âhir-i sûre...

İ’lem eyyühe’l-aziz! Herbir masnuda tahakkuk eden kemâl-i sanat, Sâniin her mekânda ve her masnuun yanında bulunmasına delâlet ettiği gibi, hiçbir mekânda ve hiçbir masnuun yanında bulunmamasına da delâlet eder. Ve keza, insan, herbir şeye muhtaç olduğu cihetle, herşeyin melekûtu elinde ve herşeyin hazinesi yanında olan Zât-ı Akdesten maadâ kimseye ibadet edemez. Ve keza insan vücut, icad, hayır, ef’al cihetiyle pek küçük, nâkıs olmakla karıncadan, arıdan ednâ, örümcekten daha zayıftır. Fakat adem, tahrip, şer, infial cihetiyle semâvat, arz, cibalden daha büyüktür. Meselâ, Hasenat yaptığı zaman, habbe habbe yapar. Seyyiat yaparsa kubbe kubbe yapar. Evet, meselâ küfür seyyiesi bütün mevcudatı tahkir eder, kıymetten düşürür.

Ve keza, insanın bir cihetle kıl kadar bir ihtiyarı, zerre kadar bir iktidarı, şuâ kadar bir hayatı, dakika kadar bir ömrü, cüz’î bir cüz kadar mevcudiyeti varsa da, diğer cihetle hadsiz bir acz ve fakrı da vardır. Kadîr-i Mutlak ve Ganiyy-i Mutlakın tecelliyatına geniş bir mâkes olur. Ve keza, insan hayat-ı dünyeviye cihetiyle bir çekirdek olup, pek büyük semere ve sümbüller vermek için kendisine tevdi edilen cihazatı, bazı maddeleri elde etmek için tavuk gibi toprakları, gübreleri, necisleri eşmeye sarf eder, faidesiz tefessüh eder. Ve hayat-ı mâneviye cihetiyle emelleri ebede kadar uzanan bir şecere-i bâkıyedir.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla. Yemin olsun incire ve zeytine. Ve Sînâ Dağına.” Tîn Sûresi, 95:1-2.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Şemme / Sonraki Risale: On Dördüncü Reşha
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

acz : güçsüzlük
adem : yokluk, hiçlik
arz : yeryüzü
cibal : dağlar
cihazat : cihazlar, donanım
cihet : yön
cüz : parça, bölüm
cüz’î : ferd, birey
delâlet etmek : işaret etmek
ednâ : en basit, en aşağı
ef’al : fiiller, hareketler
fakr : muhtaçlık
Ganiyy-i Mutlak : sınırsız zenginliğe sahip olan Allah
habbe : dane
hadsiz : sınırsız
hasenat : iyi ameller, hayırlar
hayat-ı dünyeviye : dünya hayatı
hayır : iyilik
i’lem eyyühe’l-aziz : ey aziz kardeşim bil ki!
icad : var etme
ihtiyar : seçme, tercih etme gücü
iktidar : güç, kuvvet
ilâ âhir-i sûre : sûrenin sonuna kadar
infial : fiilden etkilenme, bir etkinin gücü altında hareket etme
Kadîr-i Mutlak : herşeye gücü yeten, sınırsız güç ve kudret sahibi Allah
kemal-i san’at : eksiksiz ve mükemmel san’at
keza : bunun gibi
kıymet : değer
küfür : Allah’ı veya Allah’ın kesin olarak bildirdiği herhangi bir şeyi inkâr etme
maadâ : başka, dışında
mâkes : yansıma yeri, ayna
masnu : san’at eseri varlık
melekût : varlığın iç yüzü, hakikati
mevcudat : varlıklar
mevcudiyet : var olma hâli
nâkıs : eksik
Sâni : herşeyi san’atlı bir şekilde yaratan Allah
semâvat : gökler (bk. s-m-e)
semere : meyve, sonuç
seyyiat : kötülükler, günahlar
seyyie : kötülük
şer : kötülük
şuâ : ışık hüzmesi, parıltı
tahakkuk eden : gerçekleşen
tahkir etmek : aşağılamak
tahrip : bozma, yok etme
tecelliyat : tecellîler; yansımalar
tevdi edilen : bırakılan, emanet edilen
vücut : var olma
Zat-ı Akdes : bütün kusurlardan, çirkinliklerden, eksiklikten, benzer ve ortak edinmekten sonsuz derecede yüce olan Allah
zerre : en küçük madde parçası
Yükleniyor...