İ’lem eyyühe’l-aziz! Herbir masnûda, herbir zerrede görünen tasarruf-u mutlak, kudret-i muhîta ve hikmet-i basîrenin delâlet ve şehadetleriyle sabittir ki, bütün eşyânın Sânii vahiddir, şeriki yoktur. Ne kudretinde inkısam var, ne iktidar ve ihtiyarında tecezzî vardır. Binaenaleyh, Sâni ancak Vâcibü’l-Vücud olacaktır ki, kaderin mizanıyla yürüyen kudretine bir nihayet yoktur.

İ’lem eyyühe’l-aziz! Sinek, örümcek, pire gibi küçük hayvanlar fil, camus, deve gibi büyük hayvanlardan daha zeki, hilkatçe daha güzel, san’atça daha tam oldukları halde, bunların ömrü kısa, onlarınki uzun, bunların zahiren menfaatleri yok, onlarınki var. İşte bu hal, hilkat-i eşyada Sâniin külfeti olmadığına ve herşeyin vücuda gelmesi ancak “Kün” emriyle olduğuna bâhir bir burhandır.

2 لاَ اِلَهَ اِلاَّ هُوَ1 يَفْعَلُ اللّٰهُ مَايَشَاءُ

İ’lem eyyühe’l-aziz! 3 وَاللّٰهُ مِنْ وَرَائِهِمْ مُحِيطٌ Evet, Allah, ilmi, iradesi, kudreti ve sair sıfâtıyla muhittir. Daire-i ihâtasından hariç birşey yoktur. Fakat, insan cüz’î ve kısa zihniyle Allah’ın azametine ve şemsin etrafında seyyârâtı tedvir ettiğine bakarken, meselâ arı gibi küçük hayvanlarla iştigal etmesini uzak görüyor.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “Allah dilediğini yapar.” İbrahim Sûresi, 14:27.
2 : “Ondan başka ibâdete lâyık hiçbir ilâh yoktur.” Bakara Sûresi, 2:255.
3 : “Allah onları arkalarından kuşatıcıdır.” Bürûc Sûresi, 85:20.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Zühre / Sonraki Risale: Şemme
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

a’mâl : ameller, işler
azamet : büyüklük, yücelik
bâhir : parlak
binaenaleyh : bundan dolayı
burhan : güçlü ve sarsılmaz kesin delil, kanıt
camus : manda
cüz’î : küçük
daire-i ihâta : her şeyi içine alan, kapsayıp kuşatan daire, alan
delâlet : delil olma, gösterme
ef’âl : fiiler, işler
eşya : varlıklar
hariç : dışında
hikmet-i basîre : her şeyi gören hikmet; herşeyi belli bir gayeye göre yerli yerinde yapan Allah’ın hikmeti
hilkat : yaratılış
hilkat-i eşya : varlıkların yaratılışı
hülâsa : kısaca, özet
i’lem eyyühe’l-aziz : ey aziz kardeşim bil ki!
ihtiyar : irade, dileme, seçim gücü
iktidar : güç, kudret
İmam-ı Mübin : İlâhî ilim ve emrin bir unvanı; gayb âlemine bakan, eşyanın geçmiş ve geleceğine ait bilgi ve kurallarının yazıldığı kader defteri
inkısam : bölünme, parçalanma
irade : dileme, istek, tercih
iştigal etmek : meşgul olmak
kader : Allah’ın ezelî ilmi ile kâinatta olmuş ve olacak herşeyi bilip takdir etmesi, kâinatın plânı
kıyas etmek : karşılaştırmak
kudret : güç ve iktidar
kudret-i muhîta : herşeyi kuşatan sınırsız güç ve iktidar
külfet : güçlük, meşakkat, zorluk
kün emri : “kün = كُنْ”, yani “Ol” emri
masnû : san’at eseri varlık
mizan : terazi, ölçü
muhasebe : hesaba çekilme, sorgulanma
muhit : kapsama alanı, her şeyi içine alan, kuşatan
mühmel bırakmak : ihmal etmek
mümkin : varlığı ile yokluğu eşit olan, varlığı ancak Allah’ın var etmesine bağlı olan varlık
nihayet : son
sair : diğer
Sâni : her şeyi san’atla ve mükemmel bir şekilde yaratan Allah
seyyârât : gezegenler, gök cisimleri
sıfât : nitelikler, özellikler
şehadet : şahidlik, tanıklık
şems : güneş
şerik : ortak
tanzim etme : düzenleme
tasarruf-u mutlak : kayıtsız, sınırsız tasarruf, dilediği şeyi dilediği gibi yapma
tecezzî : bölünme, parçalanma
tedvir etmek : çekip çevirmek, idare etmek
Vâcibü’l-Vücud : varlığı zorunlu olan, var olmak için hiçbir şeye ve sebebe ihtiyacı bulunmayan Allah
vahid : tek
vücuda gelmek : yaratılmak, meydana gelmek
zahiren : görünürde
zerre : atom, maddenin en küçük parçası
Yükleniyor...