Dördüncü nokta: Kelâmı öyle ifrağ etmek ve istidad vermektir ki, pek çok fürûların tohumlarını mutazammın ve pek çok ahkâma me’haz ve pek çok maânîye ve vücuh-u muhtelifeye delâlet etmektir. Güya bu istidadı tazammunla kelâmın kuvve-i nâmiyesinin kuvvetine telvih eder ve hasılatının kesretini gösterir. Sanki o fürû ve vücuhların mahşeri olan meselede cem eder, tâ ki mezaya ve mehasinini muvazenet edip herbir fer’i bir garaza sevk ve herbir vechi bir vazifeye tayin eder.
Ey birader! Bu meselede olan hayal-meyal belâgat, bu esalib ile sana öyle bir şecereyi tersim eder ki, cesîm urûku müteşâbike, uzun boğumları mütenasika ve müteşaib, dalları müteanika, meyve ve semeratı mütenevvia olan bir şecere-i hakikat sana tasvir eder. Eğer istersen Altıncı Meseleye temaşa et. Zira çendan müşevveş ise, bir derece bu meselenin bir parçasına misal olabilir.
Tenbih ve İtizar
Ey birader! Bilirim ki şu makale sana gayet muğlâk görünüyor. Fakat ne çare mukaddemenin şe’ni icmal ve îcâzdır, kütüb-ü sâlisede sana tecellî edecektir.
فَانْظُرْ اِلٰى قِصَّةِ مُوسٰى فَاِنَّهَا اَجْدٰى مِنْ تَفَارِيقِ الْعَصَا اَخَذَهَا الْقُرْاٰنُ بِيَدِهِ الْبَيْضَاءِ فَخَرَّتْ سَحَرَةُ الْبَياَنِ سَاجِدِينَ لِبَلاَغَتِهِ 1
Evet, kıssa-i Mûsâ meşhur darb-ı meseldeki tefariku’l-asâdan 2 daha nâfidir. Nasıl o asa ne kadar parçalansa yine bir işe yarar. Kıssa-i Mûsâ dahi öyledir. Bu hâsiyetine binaendir ki, Kur’ân yed-i beyza-i mu’cizü’l-beyanıyla o kıssayı aldı ve suver-i müteaddidede gösterdi. Herbir ciheti hüsn-ü istimâl etti. Fenn-i beyanın seherâsı, belâgatına secde ber zemin-i hayret ve muhabbet ettiler.Ey birader! Bu meselede olan hayal-meyal belâgat, bu esalib ile sana öyle bir şecereyi tersim eder ki, cesîm urûku müteşâbike, uzun boğumları mütenasika ve müteşaib, dalları müteanika, meyve ve semeratı mütenevvia olan bir şecere-i hakikat sana tasvir eder. Eğer istersen Altıncı Meseleye temaşa et. Zira çendan müşevveş ise, bir derece bu meselenin bir parçasına misal olabilir.
Tenbih ve İtizar
Ey birader! Bilirim ki şu makale sana gayet muğlâk görünüyor. Fakat ne çare mukaddemenin şe’ni icmal ve îcâzdır, kütüb-ü sâlisede sana tecellî edecektir.
• • •
Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:
1 : Kıssa-i Mûsâ’ya bir bak. Bu kıssanın tamamında, büyük bir kuvvet vardır ki, Kur’ân onu yed-i beyzâsına aldığı vakit, ilm-i beyanın sâhirleri, onun belâgati karşısında secdeye varmışlardır.
2 : Tefariku’l-asâ: “Asânın parçaları”; faydası, başkalarının faydasından daha umumî olan kimse için kullanılan Arapça bir deyim. (Mecmau’l-Emsâl, Ebu’l Fadl Ahmed bin Muhammed bin İbrahim el-Meydânî, ö:518 h.)
2 : Tefariku’l-asâ: “Asânın parçaları”; faydası, başkalarının faydasından daha umumî olan kimse için kullanılan Arapça bir deyim. (Mecmau’l-Emsâl, Ebu’l Fadl Ahmed bin Muhammed bin İbrahim el-Meydânî, ö:518 h.)



