Tenbih
1 فَارْجِعِ الْبَصَرَ هَلْ تَرٰى مِنْ فُطُورٍ Nazarını âleme gezdir. Hangi yerinde noksaniyeti görebilirsin? Kellâ, gören görmez—meğer kör ola veya kasr-ı nazar illetiyle müptelâ ola. İstersen Kur’ân’a müracaat et. Delil-i inayeti vücuh-u mümkinenin en ekmel veçhiyle bulacaksın. Zira Kur’ân, kâinatta tefekküre emir verdiği gibi, fevaidi tezkâr ve nimetleri tâdad eder. İşte o âyât, şu burhan-ı inayete mezahirdir. İcmali budur, tut. Tafsili ise, eğer meşiet-i İlâhiye taallûk ederse, âyât-ı âfâkiye ve enfüsiyeyi tefsir tarikinde, sema ve beşer ve arzın ilimlerine ma’kud olan kütüb-ü selâsede tefsir edilecektir. O vakit şu burhan tamam-ı suretiyle sana görünecektir.
İKİNCİ DELİL-İ KUR’ÂNÎ: Delil-i ihtirâdır. Bunun hülâsası:
Mahlûkatın her nev’ine, her ferdine ve o nev’e ve o ferde mürettep olan âsâr-ı mahsusasını müntiç ve istidad-ı kemâline münasip bir vücudun verilmesidir. Zira hiçbir nev-i müteselsil, ezelî değildir. “İmkân” bırakmaz. Hem de bizzarure bazının “hudus”u, nazarın müşahedesiyle ve sairleri dahi aklın hikmet nazarıyla görülür.
Vehim ve tenbih
İnkılâb-ı hakikat olmaz. Nev-i mütevassıtın silsilesi devam etmez. Tahavvül-ü esnaf, inkılâb-ı hakaikin gayrısıdır.
1 فَارْجِعِ الْبَصَرَ هَلْ تَرٰى مِنْ فُطُورٍ Nazarını âleme gezdir. Hangi yerinde noksaniyeti görebilirsin? Kellâ, gören görmez—meğer kör ola veya kasr-ı nazar illetiyle müptelâ ola. İstersen Kur’ân’a müracaat et. Delil-i inayeti vücuh-u mümkinenin en ekmel veçhiyle bulacaksın. Zira Kur’ân, kâinatta tefekküre emir verdiği gibi, fevaidi tezkâr ve nimetleri tâdad eder. İşte o âyât, şu burhan-ı inayete mezahirdir. İcmali budur, tut. Tafsili ise, eğer meşiet-i İlâhiye taallûk ederse, âyât-ı âfâkiye ve enfüsiyeyi tefsir tarikinde, sema ve beşer ve arzın ilimlerine ma’kud olan kütüb-ü selâsede tefsir edilecektir. O vakit şu burhan tamam-ı suretiyle sana görünecektir.
İKİNCİ DELİL-İ KUR’ÂNÎ: Delil-i ihtirâdır. Bunun hülâsası:
Mahlûkatın her nev’ine, her ferdine ve o nev’e ve o ferde mürettep olan âsâr-ı mahsusasını müntiç ve istidad-ı kemâline münasip bir vücudun verilmesidir. Zira hiçbir nev-i müteselsil, ezelî değildir. “İmkân” bırakmaz. Hem de bizzarure bazının “hudus”u, nazarın müşahedesiyle ve sairleri dahi aklın hikmet nazarıyla görülür.
Vehim ve tenbih
İnkılâb-ı hakikat olmaz. Nev-i mütevassıtın silsilesi devam etmez. Tahavvül-ü esnaf, inkılâb-ı hakaikin gayrısıdır.
Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:
1 : “Haydi, çevir gözünü: En küçük bir kusur görüyor musun?” Mülk Sûresi, 67:3.
Bölümler
- Birinci Makale, Birinci Mukaddeme
- Birinci Makale, İkinci Mukaddeme
- Birinci Makale, Üçüncü Mukaddeme
- Birinci Makale, Dördüncü Mukaddeme
- Birinci Makale, Beşinci Mukaddeme
- Birinci Makale, Altıncı Mukaddeme
- Birinci Makale, Yedinci Mukaddeme
- Birinci Makale, Sekizinci Mukaddeme
- Birinci Makale, Dokuzuncu Mukaddeme
- Birinci Makale, Onuncu Mukaddeme
- Birinci Makale, On Birinci Mukaddeme
- Birinci Makale, On İkinci Mukaddeme
- Birinci Makale, Birinci Mesele
- Birinci Makale, İkinci Mesele
- Birinci Makale, Üçüncü Mesele
- Birinci Makale, Dördüncü Mesele
- Birinci Makale, Beşinci Mesele
- Birinci Makale, Altıncı Mesele
- Birinci Makale, Yedinci Mesele
- Birinci Makale, Sekizinci Mesele
- İkinci Makale, Birinci Mesele
- İkinci Makale, İkinci Mesele
- İkinci Makale, Üçüncü Mesele
- İkinci Makale, Dördüncü Mesele
- İkinci Makale, Beşinci Mesele
- İkinci Makale, Altıncı Mesele
- İkinci Makale, Yedinci Mesele
- İkinci Makale, Sekizinci Mesele
- İkinci Makale, Dokuzuncu Mesele
- İkinci Makale, Onuncu Mesele
- İkinci Makale, On Birinci Mesele
- İkinci Makale, On İkinci Mesele
- Üçüncü Makale, Unsuru’l-Akîde
- Üçüncü Makale, Birinci Maksat
- Üçüncü Makale, İkinci Maksat
- Üçüncü Makale, İkinci Maksat, Mukaddeme
- Üçüncü Makale, Birinci Meslek
- Üçüncü Makale, İkinci Meslek
- Üçüncü Makale, Üçüncü Meslek
- Üçüncü Makale, Dördüncü Meslek
- Üçüncü Makale, Beşinci Meslek
- Üçüncü Makale, Üçüncü Maksat



