Lügatler :
ahsen : daha güzel
âyât : âyetler, Kur’ân-ı Kerîm’in âyetleri
belâgat-ı Arabiye : Arap belâgati, Arap edebiyatı
delail-i î’câz : Kur'ân'ın mu'cizeliğini gösteren deliller (Kur'ân'ın mu'cizeliğini ispat eden Abdülkahir Cürcânî'nin belâgat ilmine dair eserine telmih vardır.)
esrar-ı belâğat : belâgat sırları (Kur'ân'ın belâgat sırlarını açan mu'cizeliğini ispat eden Abdülkahir Cürcânî'nin belâgat ilmine dair eserine telmih vardır)
ezcümle : bu cümleden; meselâ, örneğin
Felsefe-i Yunaniye : Yunan Fesfesi
feverana başlama : şiddetlenme, köpürüp taşma, çoşma
gavr-ı in’idam : yokluk çukuru
hâtime : sonuç, son bölüm
hilkat : yaratılış
ıtlak : isimlendirme, adlandırma
ihrak : yakma
iktida eden : uyan
istihsal : elde etme, meydana getirme
kavl ve amel : söz ve fiil, iş
kelâm : ifade, söz
keşşâf : keşfeden, açan (Kur'ân'ın belâgat sırlarının perdesini aralayan ve mu'cizeliğini ispat eden Zemahşerî'nin belâgat ilmine dair "Keşşâf" isimli eserine telmih vardır)
küre-i arz : yer küre, dünya
maânî : mânâlar, anlamlar
mahsul : ürün
mâkabl : önceki, öncesi
makale-i ûlâ : birinci makale
makamat : makamlar
meczup : cezbedilmiş, tutulmuş
miftah : anahtar, açan (Kur'ân'ın belâgat sırlarını açan mu'cizeliğini ispat eden Sekkâkî'nin belâgat ilmine dair eserine telmih vardır)
nazar etmek : bakmak
semerat : meyveler, neticeler
suver-i muteaddide : çeşitli şekiller, suretler
şayan : lâyık, yaraşır
şeriat-ı fıtriye : fıtrî şeriat, âdetullah; kâinatta düzen ve intizamı sağlayan, bütün varlıkların uymak zorunda olduğu kanunların tamamı
şüzûz etmemek : kural dışında, saf dışında kalmamak, istisna olmamak
taat : itaat, Allah’ın emirlerine uyma
tabakat-ı muhtelife : çeşitli tabakalar
teemmül : inceden inceye düşünme
teşekkül eden : oluşan
tûfan-ı gadir : hainlik tufanı
unsur : element, madde
zevc : çift, eş; burada dünyanın eşi olarak sema kastedilir
dâll bi’l-fehvâ : sözün veya ifadenin kavramı ile bir şeyi göstermesi, işaret etmesi
dâllün bi’l-işaret : işaret yoluyla gösteren
dâllün bil-ibare : bir metindeki ibare ve lâfız ile gösteren
etvar : tavırlar, hâl ve hareketler
fehva : mânâ, anlam, mefhum, kavram
hevaî : hava gibi hafif ve lâtif karakterde olan şeyler
heyet : (cümlenin, sözün) genel yapısı, iskeleti
hitabı teşyi etme : bir konuşma ve seslenişi iletme, yayma, duyurma
ihtisasat : hisler, duyular, algılar
ihtizaza gelmek : titremek, harekete geçmek
ihtizazât : sarsmalar, titretmeler
istiab : içine alma, kaplama
kamet : boy, endam
kelâm : ifade, söz
kelâm-ı mahsus : özel bir söz, ifade
keyfiyat : durumlar, özellikler
keyfiyet-i kelâm : ifadenin, sözün niteliği
maâni-i mütefavite : birbirinden farklı mânâlar
maksud : kast edilen şey, gaye
mâyi : sıvı
mazruf : bir zarf ve kalıbın içinde olanlar
medlûl : işaret edilen, gösterilen şey, mânâ
mefâhim-i mütefavite : birbirinden farklı anlayışlar
mefhum : bir sözden çıkarılan mânâ
mermuz : remz edilen; işaret ve remz ile anlatılan, şifreli
muharrik : harekete geçirici, tahrik edici
muhtasar : kısa, özet
müallâk kalma : boşlukta durma
müsemmâ : isimlendirilen, isim sahibi
müstetbeât : söze tabi olan mânâlar; telvih ve telmih yoluyla işaret edilen mânâlar gibi çağrışımlar
müşarünileyh : kendine işaret edilen, ismi evvelce söylenmiş olan, sözü edilen
mütekellim : konuşan
mütenevvi : çeşit çeşit
mütesallib : sertleşmiş, katılaşmış
müteşahhıs : gözle görünür hâle gelen, şahsı fark edilmiş olan, ayırt edilmiş olan
müteveccih etme : yöneltme
müyülât : meyiller, eğilimler
nazar : dikkat
nazm : diziliş, tertip ve düzen
rağbet : ilgi, istek
raptetmek : bağlamak, iliştirmek
refakat : arkadaşlık, beraberlik
resm-i mahsus : kendine has bir biçim
silsile : zincir, sıra, dizi
suret-i mahsusa : özel bir şekil, görüntü
suret-i teşekkül : meydana gelen şekil, görüntü
tabakât-ı mütefavite : farklı aşamalar, safhalar, tabakalar
tahassul etme : meydana gelme, ortaya çıkma, elde edilme
takattur etme : damlama, damla damla akma
tasallüp : sertleşme, kalıba girme
tasavvurât : tasarılar, tasavvurlar
tebahhur : buharlaşma
tecellî : yansıma, görünme
tekâsüf etmek : yoğunlaşmak
temâyülât : temayüller, eğilimler meyiller
temessül : görünme, belirme
teressübât : tortular, artıklar
tesirat-ı hariciye : dıştan gelen etkiler, dış tesirler
teşekkülât : oluşumlar
tevellüt : doğma, meydana gelme
üslûp : ifade, anlatım tarzı