Metindeki Lügatları


Lügat Listesi
Lügatler :
Arabî : Arapça
burhan : güçlü ve sarsılmaz delil, kanıt
cihet : taraf, yön
fâil : işi yapan, özne
fehmetmek : anlamak
güzel telâkki etmek : güzel karşılayıp anlamak, kabullenmek
hads : güçlü sezgi, kavrama
haşir : öldükten sonra âhiret âleminde tekrar diriltilip Allah’ın huzurunda toplanma
hükm-ü Kur’ân : Kur’ân’ın hükmü
ihzar etme : hazırlama
işârât : işaretler, izler
İşârât-ül İ’caz : Kur’ân’ın mu’cize yönünün tefsiri olan Risale-i Nur Külliyatından bir eser
iz’an : kesin ve şüphesiz bir şekilde inanma, tasdik
kâbil : kabule uygun, elverişli
kabiliyet-i kabul verme : kabul yeteneği verme
kâinat : evren
lem’a-yı ihtiyar : işin en iyi seçimle yapıldığını gösteren parıltı
lemeât-ı kast : işin bir maksat için bilerek kasten yapıldığını gösteren parıltılar
mahal : yer, konum
mâni : engel
medhal : başlangıç, giriş, önsöz
menâbi : kaynaklar
mevcut : var
muktazi : gerekçe, gerektirici sebep
muktedir : gücü yeten, yapabilen
nazar-ı dikkate çarpmak : dikkati çekmek, gören göze çarpmak
nizam-ı ekmel-i kasdî : bilerek kasten plânlanmış olan en mükemmel düzen
nur-u kast : işin bir maksat için bilerek kasten yapıldığını gösteren nur, ışık
reşahat-ı ihtiyar : işin en iyi seçimle yapıldığını gösteren sızıntılar
saadet-i ebediye : sonu olmayan sonsuz mutluluk
şe’n : iş, durum, hâl
şûle-i hikmet : hikmet alevi; belli bir yarar ve gayeye yönelik olarak herşeyin yerli yerine yerleştirildiğini gösteren alev
tahallüb etme : damlama, sağılma
terkip : bileşik veya birleşik
vücud : varlık
ziyâ-yı irade : işin iradeyle yapıldığını gösteren ziya, ışık
burhan : güçlü ve sarsılmaz delil, kanıt
cihet : taraf, yön
fâil : işi yapan, özne
fehmetmek : anlamak
güzel telâkki etmek : güzel karşılayıp anlamak, kabullenmek
hads : güçlü sezgi, kavrama
haşir : öldükten sonra âhiret âleminde tekrar diriltilip Allah’ın huzurunda toplanma
hükm-ü Kur’ân : Kur’ân’ın hükmü
ihzar etme : hazırlama
işârât : işaretler, izler
İşârât-ül İ’caz : Kur’ân’ın mu’cize yönünün tefsiri olan Risale-i Nur Külliyatından bir eser
iz’an : kesin ve şüphesiz bir şekilde inanma, tasdik
kâbil : kabule uygun, elverişli
kabiliyet-i kabul verme : kabul yeteneği verme
kâinat : evren
lem’a-yı ihtiyar : işin en iyi seçimle yapıldığını gösteren parıltı
lemeât-ı kast : işin bir maksat için bilerek kasten yapıldığını gösteren parıltılar
mahal : yer, konum
mâni : engel
medhal : başlangıç, giriş, önsöz
menâbi : kaynaklar
mevcut : var
muktazi : gerekçe, gerektirici sebep
muktedir : gücü yeten, yapabilen
nazar-ı dikkate çarpmak : dikkati çekmek, gören göze çarpmak
nizam-ı ekmel-i kasdî : bilerek kasten plânlanmış olan en mükemmel düzen
nur-u kast : işin bir maksat için bilerek kasten yapıldığını gösteren nur, ışık
reşahat-ı ihtiyar : işin en iyi seçimle yapıldığını gösteren sızıntılar
saadet-i ebediye : sonu olmayan sonsuz mutluluk
şe’n : iş, durum, hâl
şûle-i hikmet : hikmet alevi; belli bir yarar ve gayeye yönelik olarak herşeyin yerli yerine yerleştirildiğini gösteren alev
tahallüb etme : damlama, sağılma
terkip : bileşik veya birleşik
vücud : varlık
ziyâ-yı irade : işin iradeyle yapıldığını gösteren ziya, ışık
Haşir
1 وَالْبَعْثُ بَعْدَ الْمَوْتِ حَقٌّ
Medhal
Şu mes’eleye dair Kur’ân’ın işârâtından fehmettiğim bir miktarını Arabî olarak İşârâtü’l-İ’câz’da yazmıştım. Burada vazifem, hükm-ü Kur’ân’ı güzel telâkki etmek için zemini ihzar etmektir.
İşte kalbe kabiliyet-i kabul verecek ve vicdanı iz’ana ihzar edecek dört esas var ki:
Muktazi mevcuttur.
Fâil muktedirdir.
Mahal kâbildir.
Mâni yoktur.
Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:
1 : Ölümden sonra diriliş hak ve gerçektir..



Lügatler :
Arabî : Arapça
burhan : güçlü ve sarsılmaz delil, kanıt
cihet : taraf, yön
fâil : işi yapan, özne
fehmetmek : anlamak
güzel telâkki etmek : güzel karşılayıp anlamak, kabullenmek
hads : güçlü sezgi, kavrama
haşir : öldükten sonra âhiret âleminde tekrar diriltilip Allah’ın huzurunda toplanma
hükm-ü Kur’ân : Kur’ân’ın hükmü
ihzar etme : hazırlama
işârât : işaretler, izler
İşârât-ül İ’caz : Kur’ân’ın mu’cize yönünün tefsiri olan Risale-i Nur Külliyatından bir eser
iz’an : kesin ve şüphesiz bir şekilde inanma, tasdik
kâbil : kabule uygun, elverişli
kabiliyet-i kabul verme : kabul yeteneği verme
kâinat : evren
lem’a-yı ihtiyar : işin en iyi seçimle yapıldığını gösteren parıltı
lemeât-ı kast : işin bir maksat için bilerek kasten yapıldığını gösteren parıltılar
mahal : yer, konum
mâni : engel
medhal : başlangıç, giriş, önsöz
menâbi : kaynaklar
mevcut : var
muktazi : gerekçe, gerektirici sebep
muktedir : gücü yeten, yapabilen
nazar-ı dikkate çarpmak : dikkati çekmek, gören göze çarpmak
nizam-ı ekmel-i kasdî : bilerek kasten plânlanmış olan en mükemmel düzen
nur-u kast : işin bir maksat için bilerek kasten yapıldığını gösteren nur, ışık
reşahat-ı ihtiyar : işin en iyi seçimle yapıldığını gösteren sızıntılar
saadet-i ebediye : sonu olmayan sonsuz mutluluk
şe’n : iş, durum, hâl
şûle-i hikmet : hikmet alevi; belli bir yarar ve gayeye yönelik olarak herşeyin yerli yerine yerleştirildiğini gösteren alev
tahallüb etme : damlama, sağılma
terkip : bileşik veya birleşik
vücud : varlık
ziyâ-yı irade : işin iradeyle yapıldığını gösteren ziya, ışık
burhan : güçlü ve sarsılmaz delil, kanıt
cihet : taraf, yön
fâil : işi yapan, özne
fehmetmek : anlamak
güzel telâkki etmek : güzel karşılayıp anlamak, kabullenmek
hads : güçlü sezgi, kavrama
haşir : öldükten sonra âhiret âleminde tekrar diriltilip Allah’ın huzurunda toplanma
hükm-ü Kur’ân : Kur’ân’ın hükmü
ihzar etme : hazırlama
işârât : işaretler, izler
İşârât-ül İ’caz : Kur’ân’ın mu’cize yönünün tefsiri olan Risale-i Nur Külliyatından bir eser
iz’an : kesin ve şüphesiz bir şekilde inanma, tasdik
kâbil : kabule uygun, elverişli
kabiliyet-i kabul verme : kabul yeteneği verme
kâinat : evren
lem’a-yı ihtiyar : işin en iyi seçimle yapıldığını gösteren parıltı
lemeât-ı kast : işin bir maksat için bilerek kasten yapıldığını gösteren parıltılar
mahal : yer, konum
mâni : engel
medhal : başlangıç, giriş, önsöz
menâbi : kaynaklar
mevcut : var
muktazi : gerekçe, gerektirici sebep
muktedir : gücü yeten, yapabilen
nazar-ı dikkate çarpmak : dikkati çekmek, gören göze çarpmak
nizam-ı ekmel-i kasdî : bilerek kasten plânlanmış olan en mükemmel düzen
nur-u kast : işin bir maksat için bilerek kasten yapıldığını gösteren nur, ışık
reşahat-ı ihtiyar : işin en iyi seçimle yapıldığını gösteren sızıntılar
saadet-i ebediye : sonu olmayan sonsuz mutluluk
şe’n : iş, durum, hâl
şûle-i hikmet : hikmet alevi; belli bir yarar ve gayeye yönelik olarak herşeyin yerli yerine yerleştirildiğini gösteren alev
tahallüb etme : damlama, sağılma
terkip : bileşik veya birleşik
vücud : varlık
ziyâ-yı irade : işin iradeyle yapıldığını gösteren ziya, ışık