Üç-dört asır zaman-ı fetretten sonra 1 يَاْتِ اللّٰهُ بِقَوْمٍ يُحِبُّهُمْ وَيُحِبُّونَهُ âyetinin sırrına mazhar olan Osmanlı âdil padişahları hadis-i şerifteki istikâmeti yerine getirmeye çalıştıklarından hadîsin hükmüyle ümmet için bin sene hilafet-i İslâmiyeyi ve şer’i şerif üzerinde giden hükümetin idamesine vasıta oldular.

Hadîsin ikinci ciheti ki 2 فَلَهُمْ يَوْمٌ'de tahakkuk ediyor. Ve İstanbul’un fethinden takriben yirmi sene evvel yine hilafet-i İslâmiyeye zemin ihzar ve tam umum âlem-i İslâmın merkez-i hükümeti olacak bir vaziyet almaya ve müjde ve sena-i Nebevîye mazhar olan Sultan Fatih’in vasıtasıyla İstanbul’un fethi tarihinden fetret zamanını tayyedip, Abbasiler nereden bırakmışlarsa oradan başlayarak âlem-i İslâmın bil-istihkak başına geçtiler. Yine hadis-i şerifin hükmüyle, eğer istikâmetle gitse bin seneden ibaret olan bir gün, yoksa yarım gün devam edecek. İşte aynen Abbasiler gibi tam yarım gün, yani beş yüz sene devam etti.

Bu mu’cize-i Nebeviye pek parlak bir surette tezahür ediyor. İşte hilafet-i Arabiye tam istikâmete mazhar olmadığından yalnız yarım günü aldı. Osmanlı Devleti dahi tek başıyla ahirlerinde ecnebilerin ve münafıkların müdahaleleri yüzünden tam istikameti muhafaza edemediği için o da yarım gün olan beş yüz seneyi aldı. Bu iki kardeş olan iki unsurun ittihadlarından tam istikâmete mazhariyet sırrı vardır ki, bin sene olan bir günü tamam aldılar.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “Allah onların yerine öyle bir topluluk getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah’ı sever.” Mâide Sûresi, 5:54.
2 : Onlar için bir gündür.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âdil : adaletli, herşeye hakkını veren
âhir : son
âlem-i İslâm : İslam dünyası
bil-istihkak : hakkıyla, hak ederek
ecnebi : yabancı
fetret : kesinti; peygamber gelmediği dönem, buhran zamanı
hadis/hadis-i şerif : Peygamberimize (a.s.m.) ait veya Onun onayladığı söz, emir veya davranış
haşiye : dipnot, açıklayıcı not
hâtime : son
hilafet-i Arabiye : Arap halifeliği
hilafet-i İslâmiye : İslâm halifeliği
hükümet-i Arabiye : Arap hükümeti
idame : devam etme
ihzar : hazırlama
inkiraz : bitme, yok olma
istikâmet : doğru yolda olma
ittihad : birleşme, birlik
mazhar : nail olma, erişme
mazhariyet : nail olma, bir nimete erişme
merkez-i hükümet : yönetim merkezi
mu’cize-i Nebeviye : Peygambere ait mu’cize
muhafaza : koruma
münafık : iki yüzlü, inanmadığı halde inanmış görünen
sena-i Nebevîye : Peygamberin övmesi
suret : biçim, dış görünüş
şer’i şerif : şerefli İslâm şeriatı
tahakkuk : gerçekleşme
tahakküm : baskı ve zorbalık
takarrur : karar bulma, yerleşme
tayyedilmek : atlanmak, çıkarılmak
tezahür : belirme, görünme, ortaya çıkma
umum : bütün
ümmet : Hz. Peygambere (a.s.m.) inanıp onun yolundan giden mü’minler
vaziyet : durum, hal
zaleme : zulüm etmiş kimse, zâlim
zaman-ı fetret : fetret zamanı, buhran dönemi, cahiliyet zamanı
zemin : yer
Yükleniyor...