Sual: Rüya-yı sadıka vasıtasıyla veya hakikî keşif cihetiyle, Hz. Ali (r.a.) ve Gavs-ı Âzam (r.a.) gibi zevat-ı kudsiye cüz’î işlere dair âmi adamlarla da temas edebilirler ve bazı şeyleri haber veriyorlar. Nedendir ki bunların bir işaret-i gaybiyelerini gayet ehemmiyetle bin keşif ve binler rüya-yı sadıka kadar tutuyorsunuz, ehemmiyet veriyorsunuz?

Elcevap: Sekiz yüz ve bin üç yüz sene mesafede veraset-i Nübüvvet makamında âlem-i İslâmın istikbali nokta-i nazarında küllî bir nazara o uzun mesafede görünen hadisatın elbette çok ehemmiyeti olacak. Dağ gibi bir büyüklüğü olacak ki o uzun mesafede ve o küllî nazarda âlem-i İslâmın menfaati nokta-i nazarında uzakta görünsün ve ona dikkat edilsin ve vücuda gelmeden evvel ondan haber verilsin. Rüya-yı sadıka ve keşif ise cüz’î ve hususîdir. Vücuda geldikten sonra yakından bakmaktır. Elbette böyle keşif cihetinde ruhanî temessül itibariyle yakından bakıldığı vakit zerreler dahi görünebilir. Âmî adamlar da onların ruhanî misalleri ile görüşebilirler. Ve gayet ehemmiyetsiz şeyler de medar-ı nazar olabilir.

Evet, bir âyinede misâlî güneşle münasebettar olmak ve sohbet etmek nerede, hakikî semadaki güneşle münasebettar olmak nerede? Âyinedeki güneşi herkes eline alabilir. İltifatına mazhar olabilir. Konuşabilse belki konuşturabilir. Fakat semadaki güneşin iltifatını celbeden ve kendisi ile konuşturan kimse kamere çıkmalı veya makamı kamerde olmalı veya kamer gibi bir vazife görmeli, yoksa o Sultan-ı Semâvînin haşmetli nazarı altında hiç görünmeyecek derecede gizlenecektir.
Risale-i Nur Şakirtleri namına;
Hüsrev, Hâfız Ali, Galip, Re’fet, Süleyman, Sabri, Hulûsi,
Mes’ud, Zekâi, Küçük Zühtü, Süleyman Rüştü, Keçeci Mustafa,
Mustafa, Küçük Ali, Kürd Bekir, Şamlı Tevfik, Asım, Babacan,
Yakup Cemal, Hüseyin, Küçük Lütfi, Abdülbaki.
• • •
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âlem-i İslâm : İslam dünyası
âmi : avamdan, sıradan kimse
celbetmek : çekmek
cüz’î : küçük, sınırlı
hadisat : hadiseler, olaylar
haşmet : büyüklük, görkem
hususi : özel
iltifat : yönelme, önem ve değer verme
istikbal : gelecek
işaret-i gaybiye : geleceğe veya bilinmeyen bir olaya işaret
kamer : ay
külli : genel ve kapsamlı
mazhar : nail olma, erişme
medar-ı nazar : bakışları üzerinde toplayan
menfaat : çıkar, yarar
misal : benzer, örnek
misalî : görüntüye dayalı
münasebettar : alâkalı, ilgili
nazar : bakış, düşünce
nokta-i nazar : bakış noktası, açısı
ruhanî : ruhlardan olan
rüya-yı sadıka : doğru olan ve şeytanın karışmadığı rüya
sema : gök
Sultan-ı Semavî : Yüce âlemlerin sultanı olan Allah
şakirt : öğrenci, talebe
temessül : görünme, belirme
veraset-i Nübüvvet : Peygamber Efendimizin (a.s.m.) varisi durumunda olan, büyük âlim ve velîlerin yolu
zerre : atom, en küçük madde parçası
zevat-ı kudsiye : kutsal kimseler
Yükleniyor...