Evet, bu asrın ehemmiyetli ve mânevî ve ilmî bir mürşidi olan Risaletü’n-Nur’un heyet-i mecmuası, sair şahsî büyük mürşidler gibi kendine muvafık ve hakikat-i ilmiyesine münasip, birkaç nevide ve bilhassa hakaik-i imaniyenin izharında, intişarında azîm kerametleri olduğu gibi, üç keramet-i zâhiresi bulunan Mu’cizât-ı Ahmediye (a.s.m.), Onuncu Söz ve Yirmi Dokuzuncu Söz ve Âyetü’l-Kübrâ gibi çok risaleleri dahi herbiri kendine mahsus kerametleri bulunduğunu çok emâreler ve vâkıalar bana kat’î kanaat vermiş. Hattâ sekeratta bulunan talebelerine imanını kurtarmak için mürşid gibi yetiştiğine, müteaddit vâkıalar şüphe bırakmıyor. Hem “Bir saat tefekkür, bir sene ibadet-i nâfile hükmünde...” 1 Bir misal, Hizbü’l Ekberdir diye müşahede ettim ve kanaat getirdim.
• • •
Bir sual-cevap olarak yazdığım bir fıkrayı, size de fâidesi olur ihtimaliyle beyan ediyorum:
Şöyle ki: Evliya divanlarını ve ulemanın kitaplarını çok mütalâa eden bir kısım zâtlar tarafından soruldu: “Risalei’n-Nur’un verdiği zevk ve şevk ve iman ve iz’ân onlardan çok kuvvetli olmasının sebebi nedir?”

Elcevap: Eski mübarek zâtların ekseri divanları ve ulemanın bir kısım risaleleri imanın ve mârifetin neticelerinden ve meyvelerinden ve feyizlerinden bahsederler. Onların zamanlarında imanın esasatına ve köklerine hücum yoktu ve erkân-ı iman sarsılmıyordu. Şimdi ise köklerine ve erkânına şiddetli ve cemaatli bir surette taarruz var. O divanlar ve risalelerin çoğu has mü’minlere ve fertlere hitap ederler; bu zamanın dehşetli taarruzunu def edemiyorlar.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : el-Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, 1:310; Gazâlî, İhyâu Ulûmi’d-Dîn, 4:409 (Kitâbu’t-Tefekkür); el-Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, 1:78.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Sekizinci Lem'a
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

asr : yüzyıl
azîm : çok büyük
bilhassa : özellikle
cemaat : topluluk, grup
divan : şiir ya da manzume kitabı; şiirlerin toplandığı kitap
divan : şiir ya da manzume kitabı; şiirlerin toplândığı kitap
ehemmiyet : önem, değer
ekser : çoğunluk, pek çok
emâre : işaret, nişan
erkân : rükünler, esaslar
erkân-ı iman : imanın esasları, şartları
esasat : esaslar, temel prensipler
evliya : Allah’ın sevgili kulları, veliler
feyiz : ilham; bolluk, bereket
fıkra : bölüm, kısım; belli bir düşünceyi anlatmak üzere kaleme alınan yazı; makale
hakaik-i imaniye : iman hakikatleri, gerçekleri
heyet-i mecmua : tamamı, hepsi birden
ibadet-i nâfile : farz ve vâcib olmayan ibadet
intişar : yayılma
iz’an : şüphesiz, kesin şekilde inanma
izhar : açığa çıkarma, gösterme
kanaat : bir fikre, görüşe ulaşma; görüş, fikir
kat’î : kesin, şüphesiz
keramet : Allah’ın bir ikramı olarak görülen olağanüstü hâl ve hareket
keramet-i zâhire : apaçık keramet, görünen keramet
keşif : kalb gözüyle görme, mânevî âlemlere ait bazı olayları ve hakikatleri görme
mahsus : has, özel
mârifet : Allah’ı bilme ve tanıma
Mu’cizât-ı Ahmediye Risalesi : Peygamber Efendimizin (a.s.m.) gösterdiği mu’cizelerin anlatıldığı risale; On Dokuzuncu Mektup
muvafık : uygun
münasip : uygun
mürşid : irşad eden, doğru yolu gösteren
mütalâa : dikkatle okuma, inceleme
müteaddit : bir çok, çeşitli
nevi : tür
risale : küçük çaplı kitap; Risale-i Nur’un bölümlerinden her birisi
Risaletü’n-Nur : Risale-i Nur’un diğer bir adı
sair : diğer, başka
sekerat : can çekişme anı
suret : biçim, şekil
taarruz : saldırı
tefekkür : Allah’ı tanımayı sonuç verecek şekilde varlıklar üzerinde düşünme
ulema : âlimler
vâkıa : olay
Yükleniyor...