Aziz, sıddık kardeşlerim; Bizim kat’iyen şek ve şüphemiz kalmadı ki, bu hizmetimizin neticesi olan Risale-i Nur’un serbestiyetini değil yalnız biz ve bu Anadolu ve âlem-i İslâm alkışlıyor, takdir ediyor; belki kâinat dahi memnun olup cevv-i sema, feza-yı âlem alkışlıyor ki, üç-dört ayda bir yağmura şiddet-i ihtiyaç varken gelmedi, yalnız Ankara teslim kararına tevafuk eden Leyle-i Regaibdeki emsalsiz ve gürültülü rahmetin gelmesi ve Denizli’de mahkemenin bilfiil teslimine karar vermesi, yine leyle-i Miracta aynen Risale-i Nur’un bir rahmet olduğuna işareten leyle-i Regaibe tevafuk ederek kesretle melek-i ra’dın alkışlamasıyla ve rahmetin Emirdağında gelmesi o teslim kararına tevafuk etmesi ve bir hafta sonra, demek Denizli’de vekillerin eliyle alınması hengâmlarında yine aynen leyle-i Miraca ve leyle-i Regaibe tevafuk ederek aynen onlar gibi Şâbân-ı Şerifin bir Cuma gecesinde kesretli rahmet ve yağmurun bu memlekete gelmesi, onlara tevafuklarıyla kat’î kanaat verir ki:

Risale-i Nur’un müsaderesine ve hapsine dört zelzelelerin tevafuku küre-i arzca bir itiraz olduğu gibi, bu Emirdağı memleketinde dört ay zarfında yalnız üç Cuma gecesinde—biri leyle-i Regaip, biri leyle-i Mirac, biri de Şâbân-ı Muazzamın birinci Cuma gecesinde ki,—rahmetin kesretli gelmesi ve Risale-i Nur’un da serbestiyetinin üç devresine tam tamına tevafuk etmesi, küre-i havâiyenin bir tebriki, bir müjdesidir ve Risale-i Nur dahi mânevî bir rahmet, bir yağmur olduğuna kuvvetli bir işarettir.

Ve en lâtif bir emâre şudur ki: Dün, birdenbire bir serçe kuşu pencereye geldi, pencereye vurdu. Biz, uçurmak için işaret ettik, gitmedi.

Mecbur olduk, dedim: “Pencereyi aç; o ne diyecek?
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Sekizinci Lem'a
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âlem-i İslâm : İslâm dünyası
aziz : çok değerli, izzetli
bilfiil : fiilen, sırf kendisi, başkası karışmadan
cevv-i sema : gökyüzü, hava âlemi
emâre : alâmet, belirti
emsal : benzerler, örnekler
feza-yı âlem : uzay
hengâm : an, zaman
itiraz : kabul etmediğini belirtme, karşı çıkma
kâinat : evren, bütün yaratılmışlar
kanaat verme : inandırma, razı etme
kat'î : kesin
kesretli : pek çok
Kuddûs : kusur ve eksikliklerden uzak, pak ve temiz olan Allah
küre-i arz : yerküre, dünya
küre-i havâiye : hava küre, atmosfer
lâtif : hoş, şirin
leyle-i Mirac : Mirac gecesi
leyle-i Regaib : Regaib gecesi
melek-i ra'd : bulutları sevk ve denetleme ile görevli melek; gök gürültüsü meleği
müsadere : toplama, el koyma
rahmet : İlâhî şefkat ve merhamet; yağmur
serbestiyet : serbestlik
sıddık : çok doğru ve bağlı
Şâbân-ı Muazzam/Şâbân-ı Şerif : azametli, büyük Şaban ayı
şek : şüphe, tereddüt
şiddet-i ihtiyaç : ihtiyacın şiddeti, şiddetli ihtiyaç )
takdir etme : beğendiğini dile getirme
tevafuk : denk gelme, uygunluk
vekil : başkasının adına ve yerine hareket eden, asıl vazifelinin yerine çalışan; milletvekili
zelzele : deprem, sarsıntı
zikir : Allah’ı anma
Yükleniyor...