Her hepsi de bir zerre-i nuru o Habîbin,
Her an görünür gözlere ondan nice yüz bin.

Nur altına girmiş bulunan türlü cemaat,
Hem buldu beka, hem de bütün gördü adalet.

Derhal açılıp gökyüzü hem parladı ol nurdan gelen Risâlei’n-Nur
Hallâk-ı Rahîm eyledi mahlûkunu mesrur.

Zulmet dağılıp başladı bir yep yeni gündüz,
Bir neş’e duyup sustu biraz ağlayan o göz.

Bir dem bile düşmezken onun âhı dilinden,
Kurtuldu, yazık dertli beşer derdin elinden.

Ol taze güneş, ülkeye serptikçe ışıklar,
Hep şâd olacak, şevk bulacak kalbi kırıklar.

Her kalbe sürur, her göze nur doldu bugünden,
Bir müjde verir sanki o bir şanlı düğünden.

Arz eyleyelim ol yüce Allah’a şükürler,
Kalkar bu kahr ü cehl ve dalâl, şirk ve küfürler.

Ol nur-u Hüdâ saldı ziya, kalbe safâ hem,
Gösterdi beka, göçtü fenâ, buldu vefâ hem.

Çıkmıştı şakî, geldi nakî gördü adâvet,
Eylerdi nefiy, oldu hafî nur-u hidâyet.

Fışkırdı Risale-i Nur, ufuktan nur-u Risalet
Ol nur-u Risalet verecek emn ü adâlet.

Allah’a şükür, kalkmada hep cümle karanlık,
Allah’a şükür, dolmada hep kalbe ferahlık.

Allah’a şükür, işte bugün perde açıldı,
Âlemlere artık yine bir neş’e saçıldı.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Sekizinci Lem'a
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

adâvet : düşmanlık
âlem : dünya, kâinat
arz : sunma
beka : devamlılık, sürekli ve devamlı olma
beka : kalıcı olma, süreklilik
beşer : insan
cemaat : topluluk
cümle : bütün
dalâl : dalâlet, hak yoldan sapkınlık
dem : an, vakit
emn ü adâlet : emniyet ve adâlet
fenâ : gelip geçicilik
Habîb : Allah’ın en sevdiği kul olan Peygamberimiz Hz. Muhammed (a.s.m.)
hafî : gizli, saklı
Hallâk-ı Rahîm : her bir varlıkta şefkat tecellîleri olan ve herşeyi sü-rekli olarak çokça yaratan Allah
kahr ü cehl : zulüm ve cehalet
küfür : Allah’ı veya Allah’ın kesin olarak bildirdiği bir şeyi inkâr etme, kabul etmeme
mahlûk : yaratık, yaratılmış
mesrur : mutlu
nakî : çok takvalı, temiz insan
nefyetmek : inkâr etmek, reddetmek
nur-u hidâyet : hidayet nuru
nur-u Hüdâ : hidayet verici olan Allah’ın nuru
nur-u Risalet : Peygamberlik nuru
safâ : gönül hoşnutluğu
sürur : mutluluk, sevinç
şâd : neşeli, memnun
şakî : haydut, yol kesici
şirk : Allah’a ortak koşma
şükür : Allah’a karşı minnet duyma, Ona teşekkür etme
zerre-i nur : nur zerresi
ziya : ışık, parlaklık
zulmet : karanlık
Yükleniyor...