Şayan-ı hayret bir tefe’ül ve mühim bir ihbar-ı gaybî
Sabri, Süleyman, Bekir, Galip ve Tevfik’in fıkrasıdır. Hem Hüsrev, Hafız Ali ve Re’fet ve Âsım’ın ve Kuleönünden Mustafa’ların fıkrasıdır.Lâtif ve müjdeli bir tefe’ül: Üstad, Galip ve Süleyman, “Ümmî Sinan Divanı”nda mesleğimize ve Sözler’e dair tefe’ül edildi, şu beyitler çıktı. Baktık, “Sözler” lâfzı, bütün divanında yalnız bu kafiyelerde görünüyor. Demek Sözler “hak söz,” hem “nur söz” oluyor.
Derim ki yardımcım Allah,
Şefaatçım Resulullah.
Ki burhanım kitabullah,
Budur bendeki hak söz.
Senin kapında kul çoktur,
Hesabı, haddi hiç yoktur.
Ve lâkin bir dahi yoktur.
Sinan-ı Ümmî gibi nur söz.
Şefaatçım Resulullah.
Ki burhanım kitabullah,
Budur bendeki hak söz.
Senin kapında kul çoktur,
Hesabı, haddi hiç yoktur.
Ve lâkin bir dahi yoktur.
Sinan-ı Ümmî gibi nur söz.
• • •
Önceki Risale: On Sekizinci Lem'a / Sonraki Risale: Risale-i Nur'dan Parlak Fıkralar ve Bir Kısım Güzel Mektuplar