1 فَيَا مُنْشِدًا نَظْمِى fıkrasında dahi Hazret-i Şeyhin (r.a.) muhatabı şüphesiz Bediüzzaman Molla Said’dir (r.a.).
Elhasıl: Şu acip kasidesinin âhirindeki şu beş beyitte beş kelime, medar-ı nazar-ı Şeyh ve mahall-i hitab-ı Gavsîdir.
Ve o beş kelime ise, لِمُرِيدِى ve وَمُرِيدِى ve وَمُنْشِدًا ve وَقَادِيرِىٌّ ve وَسَعِيدًا 2 lâfızlarıdır. Said’in dahi iki lâkabı olan “Nursî”, “el-Kürdî”; iki ismi “Molla Said”, “Bediüzzaman” bu beş kelimede bulunur. Hazret-i Gavs’ın medar-ı teveccüh ve hitabı olan şu beş kelimesinde, âşikâr bir surette, mezkûr iki isim ve lâkab, ilm-i cifir kaidesinde makam-ı ebced ile görünmesi şüphe bırakmıyor ki, Hazret-i Şeyh kasidesinin âhirinde onunla konuşuyor, ona teselli verip teşci ediyor, 3 وَالْعَاقِبَةُ لِلْمُتَّقِينَ sırrıyla muvaffakıyetine teminat veriyor.
فَيَا مُنْشِدًا نَظْمِى fıkrasında, نَظْمِى kelimesi, makam-ı ebcedîsi bin olup, رِسَالَةِ النُّورِ iki farkla رَسَائِلُ كِتَابِ النُّورِ’un -iki medde sayılmazsa ve şedde de lâm sayılsa,- makam-ı ebcedîsi yine bindir.
Elhasıl: Şu acip kasidesinin âhirindeki şu beş beyitte beş kelime, medar-ı nazar-ı Şeyh ve mahall-i hitab-ı Gavsîdir.
Ve o beş kelime ise, لِمُرِيدِى ve وَمُرِيدِى ve وَمُنْشِدًا ve وَقَادِيرِىٌّ ve وَسَعِيدًا 2 lâfızlarıdır. Said’in dahi iki lâkabı olan “Nursî”, “el-Kürdî”; iki ismi “Molla Said”, “Bediüzzaman” bu beş kelimede bulunur. Hazret-i Gavs’ın medar-ı teveccüh ve hitabı olan şu beş kelimesinde, âşikâr bir surette, mezkûr iki isim ve lâkab, ilm-i cifir kaidesinde makam-ı ebced ile görünmesi şüphe bırakmıyor ki, Hazret-i Şeyh kasidesinin âhirinde onunla konuşuyor, ona teselli verip teşci ediyor, 3 وَالْعَاقِبَةُ لِلْمُتَّقِينَ sırrıyla muvaffakıyetine teminat veriyor.
5 وَاللّٰهُ اَعْلَمُ بِالصَّوَابِ | 4 لاَ يَعْلَمُ الْغَيْبَ اِلاَّ اللّٰهُ |
Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:
1 : Ey benim nazmımı, meslek ve meşrebimi ve makalâtımı söyleyen…
2 : Müridim için…, müridime…, müridim…, söyleyen…, Kadirî (Abdülkadiri Geylânî (k.s.)…, mesud…
3 : “Âkibet ise, Allah’ın emir ve yasaklarına karşı gelmekten sakınanlarındır.” A’raf Sûresi, 7:128, Hûd Sûresi, 11:49, Kasas Sûresi, 28:89.
4 : “Gaybı Allah'tan başka kimse bilmez" bk. Neml Sûresi, 27: 65.
5 : En doğrusunu Allah bilir.
2 : Müridim için…, müridime…, müridim…, söyleyen…, Kadirî (Abdülkadiri Geylânî (k.s.)…, mesud…
3 : “Âkibet ise, Allah’ın emir ve yasaklarına karşı gelmekten sakınanlarındır.” A’raf Sûresi, 7:128, Hûd Sûresi, 11:49, Kasas Sûresi, 28:89.
4 : “Gaybı Allah'tan başka kimse bilmez" bk. Neml Sûresi, 27: 65.
5 : En doğrusunu Allah bilir.
Önceki Risale: On Sekizinci Lem'a / Sonraki Risale: Risale-i Nur'dan Parlak Fıkralar ve Bir Kısım Güzel Mektuplar