İkinci remiz:
1 مُرِيدِى اِذَا مَا كَانَ شَرْقًا وَمَغْرِبًا - اَغِثْهُ اِذَا مَا سَارَ فِى اَىِّ بَلْدَةٍ fıkrasında bahsettiği ve konuştuğu müridi ise, şarka esareten gittiği tarihi gösterdiği gibi, garba nefyolduğu tarihi de gösterir. Şöyle ki:

Şu fıkranın hakikî tâbiri 2 اِذَا مَا كَانَ مُرِيدِى اَسِيرًا فِى شَرْقٍ oluyor. Demek zaman-ı esaret مَا كَانَ مُرِيدِى اَسِيرًا فِى شَرْقٍ de çıkıyor. Ve bin üç yüz otuz yedi ediyor. İşte bu fakir, o tarih-i Arabîde Rus esaretinde, tek başımla Petroğra’dan bir ay şimal-i şark tarafından firar edip, çok enva-ı mehâlik varken, Rusça bilemediğim halde, bir muhafaza-i gaybiye altında pek çok bilâdı seyr ü seyahat ettim. Tâ Varşova, Avusturya tarikiyle İstanbul’a gelip uzun bir daire-i arzda seyahat ettim. Hazret-i Gavs’ın dediği gibi, o esaret-i şarkiye ve o seyr-i bilâd-ı kesîre içinde izn-i İlâhî ile istigaseme medet görüyordum. Demek izn-i İlâhî ile Hazret-i Gavs, melek gibi bu vazifeyi duasıyla yapmış.

Amma 3 مَا كَانَ... وَمَغْرِبًا kaydı, tarih-i Arabî olarak bin üç yüz elli bir, meşhur Rumî tarihiyle iki sene fark var. İşte, Hazret-i Gavs’ın dediği gibi, bu fakir, tarih-i Arabî ile bin üç yüz elli birde, şeâir-i İslâm içinde mühim tahavvülât zamanında bütün kuvvetimle şeairin muhafazasına hizmetle mükellef olduğum halde, o mânevî hercümerçteki fırtınalar bizi sarsmadı.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Doğuda, batıda ve hangi beldede olursa olsun, Allah’ın izniyle ve kuvvetiyle müridimin imdadına yetişirim.
2 : Müridim, şarkta (doğuda, Rusya’da) esarette olduğu zaman…
3 : Batıda iken.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

bilâd : beldeler, ülkeler
daire-i arz : yeryüzü dairesi
enva-ı mehâlik : çok çeşitli tehlikeler
esaret : esirlik
esareten : esir olarak
esaret-i şarkiye : doğu bölgelerindeki esirlik dönemi; Üstad Bediüzzaman'ın Rusya’da bulunan Kosturma'daki esirlik dönemi
fıkra : ifade, cümle
firar etme : esir tutulan yerden kaçma
fitne-i mühimme : ahlâkta ve toplum düzeninde büyük çaplı azgınlık ve bozgunculuğun çıkması
garb : batı
hakikî tâbir : gerçek yorum
himayet-i gaybî : gaybî olarak koruma altında bulundurma
istigase : yardım dileme
izn-i İlâhî : Allah’ın izni
mahfuz kalma : koruma altında bulunma
medet görme : yardım ve destek bulma
muhafaza-i gaybiye : gaybî olarak koruma
mürid : Allah’ın rızâsına kavuşmayı isteyen, bir mürşidin talebesi
nefyolma : sürgün olarak farklı bir beldeye gönderilme
remiz : gizli ve ince işaret
Rumî tarih : Rûmî takvime göre belirlenen tarih
seyr ü seyahat etme : gezip dolaşma
seyr-i bilâd-ı kesîre : çok sayıdaki beldeleri gezme ve dolaşma
şark : doğu
şedde : Arapça’da, üzerinde bulunduğu harfi iki defa okutan işaret
şimal-i şark : kuzeydoğu
tarih-i Arabî : Arap takvimine göre belirlenen tarih
tarik : yol
zaman-ı esaret : esirlik zamanı
Yükleniyor...