Yedincisi: Hakikatların derkine de mâni olan benlik, gurur, ucub ve enaniyet gibi kötü hasletlerden kurtarıp, tevazu ve mahviyet gibi yüksek ve güzel ahlâklara sahip kılması...

Sekizincisi: Kur’ân-ı Kerimi tefsir eden bir allâmenin Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın sünnetine ittiba etmiş olması ve ehl-i sünnet ve cemaat mezhebi üzere ilmiyle âmil olması ve âzami bir zühd ve takvâ ve âzami ihlâs ve dine hizmetinde âzami sebat, âzami sıdk ve sadâkat ve fedakârlığa, âzami iktisat ve kanaata mâlik olması şarttır.

Hülâsa olarak müfessirin, Kur’ânî risaleleriyle, Risalet-i Ahmediyenin (a.s.m.) âzami takvâ ve âzami ubûdiyeti ve kuvve-i kudsiyesiyle de velâyet-i Ahmediyenin lemeâtına mazhar olmuş hâdim-i Kur’ân bir zât olması...

Dokuzuncusu: Müfessirin, Kur’ânî ve şer’î meseleleri beyan ederken, şu veya bu tazyik ve işkenceyi nazara almayan, herhangi bir tesir altında kalarak fetva vermeyen ve ölümü istihkar edip, dünyaya meydan okuyacak bir imân kuvvetiyle hakikatı pervasızca söyleyen İslâmî şecaat ve cesarete mâlik olan bir müfessir olması gerektir.

Hem idam plânlarının tatbik edildiği ve birtek dinî risale neşrettirilmediği dehşetli bir devirde, bilhassa imhâ edilmesi ve söndürülmesi hedef tutulan Kur’ânî, şer’î esasatı telif ve neşretmiş olduğu meydanda olmakla bir mürşid-i kâmil ve İslâmın, bu asırda hakiki bir rehber-i ekmeli ve Kur’ân’ın muteber bir müfessir-i âzamı olmuş olması lâzımdır.

İşte bu zamanda, yukarıda mezkûr dokuz şart ve hususiyetlerin, müellif Said Nursî’de ve eserleri olan Nur Risalelerinde ayniyle mevcut olduğu, hakiki ve mütebahhir ulema-i İslâmın icma ve tevatür ve ittifakıyla sabit olmuştur. Ve hem intibaha gelmekte olan bu millet-i İslâmiyece, Avrupa ve Amerikaca mâlûm ve musaddaktır.

İşte arkadaşlar, biz, böyle bir tefsir-i Kur’ân arıyor ve böyle bir müfessir istiyorduk.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Lemeât
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âmil : amel eden, iş gören, davranan
âzami : çok büyük
beyan : açıklama
bilhassa : özellikle
dehşetli : korkunç
devir : dönem
esasat : esaslar
fetvâ : dinî hüküm, karar
hâdim-i Kur’ân : Kur’ân hizmetçisi
hakikat : asıl,esas
hakiki : gerçek, doğru
hususiyet : özellik
hülâsa : kısaca, özet
icma : fikir birliği
iktisat : tutumluluk
imha : yok etme
intibah : uyanış
istihkar : küçümseme
ittifak : birleşme, birlik
kanaat : kısmetine razı olma, yetinme
Kur’ânî : Kur’ân’la ilgili
kuvve-i kudsiye : kutsal duygu
lemeât : parıltılar
mâlik : sahip
mâlûm : bilinen
mazhar : erişme, sahip olma
mevcut : var olma
mezkûr : anılan, sözü geçen
millet-i İslâmiye : İslâm milleti
musaddak : doğrulanan
muteber : geçerli, itibar edilen
müellif : yazar
mürşid-i kâmil : çok olgun yol gösterici
mütebahhir : ilmi derin olan, çok bilgili
nazar : dikkat
neşr : yazma, yayımlama
pervasız : korkusuz
rehber-i ekmel : en mükemmel rehber
sadâkat : bağlılık, doğruluk
sebat : kararlılık
sıdk : doğruluk
şecaat : yiğitlik, cesurluk
tatbik : uygulama
tazyik : baskı
telif : yazma
tesir : etki
tevatür : çeşitli kanallardan gelen ve doğruluğu kesin olarak kanıtlanan haber
ubûdiyet : Allah’a kulluk
ulema-i İslâm : İslâm âlimleri
velâyet-i Ahmediye : Peygamberimiz Hz. Muhammed’in velâyeti
zühd : Allah korkusuyla günahlardan kaçınıp kendini ibadete verme
Yükleniyor...