Vicdan, cezbesi ile Allah’ı tanır

Vicdanda mündemiçtir bir incizap ve cezbe. Bir câzibin cezbiyle daim olur incizap. Cezbe düşer zîşuur, ger Zülcemâl görünse, etse tecellî daim pürşâşaa bîhicap. Bir Vâcibü’l-Vücuda, Sahib-i Celâl ve Cemâl, şu fıtrat-ı zîşuur kat’î şehadet-meab. Bir şahidi o cezbe; hem diğeri incizap.
• • •

Fıtratın şehadeti sadıkadır

Fıtratta yalan yoktur; ne dediyse doğrudur. Çekirdeğin lisanı, meyl-i nümüv der: “Ben sünbüllenip meyvedar...” Doğru çıkar beyanı.

Yumurtanın içinde, derin derin söyler hayatın meyelânı, ki, “Ben piliç olurum, izn-i İlâhî ola.” Sadık olur lisanı.

Bir avuç su, bir demir gülle içinde eğer niyet etse incimad, bürudetin zamanı.

İçindeki inbisat meyli der: “Genişlen, bana lâzım fazla yer.” Bir emr-i bîemânî...

Metin demir çalışır, onu yalan çıkarmaz. Belki onda doğruluk, hem de sıdk-ı cenanî, o demiri parçalar. Şu meyelânlar bütün birer emr-i tekvinî, birer hükm-ü Yezdânî, birer fıtrî şeriat, birer cilve-i irade.

İrade-i İlâhî, idare-i ekvânî, emirleri şunlardır: Birer birer meyelân, birer birer imtisal, evâmir-i Rabbânî.

Vicdandaki tecellî aynen böyle cilvedir ki incizap ve cezbe iki musaffâ cânı, iki mücellâ camdır. Akseder içinde cemâl-i lâyezâlî, hem de nur-u imanî.
• • •
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Otuz Üçüncü Söz / Sonraki Risale: Konferans
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

beşer : insanlık
beyan : açıklama
bîhicap : perdesiz, örtüsüz
bürudet : soğukluk
cemâl-i lâyezâlî : son bulmayan güzellik
cezb : çekim
cezbe : Allah sevgisiyle kendinden geçer bir hale gelme, çekilme
cilve : görünme
cilve-i irade : İlâhî iradenin görünümü
emr-i bîemânî : amansız, acımasız emir
emr-i tekvinî : Allah’ın yaratılışa koyduğu kanun
evâmir-i Rabbânî : Allah’ın emirleri
fıtrat : yaratılış, mizaç
fıtrat-ı zîşuur : şuurlu, bilinçli yaratılış
fıtrî şeriat : yaratılışa ait kanun
ger : eğer
hükm-i Yezdanî : Allah’ın hükmü
idare-i ekvânî : âlemlerin, varlıkların idaresi
imtisal : emre uyma
inbisat : genişleme, yayılma
incimad : donma, katılaşma
incizap : cezb edilme, çekilme
irade-i İlâhî : Allah’ın iradesi, dilemesi
izn-i İlâhî : Allah’ın izni
kat’î : kesin
lisan : dil
metin : sağlam
meyelân : meyletme, yönelme
meyl : eğilim, istek ve arzu
meyl-i nümüv : gelişme ve büyüme eğilimi, isteği
meyvedar : meyveli, verimli
musaffâ : arınmış, safileşmiş
mücellâ : cilâlı, parlak
nur-u imanî : iman nuru
nübüvvet : peygamberlik
pürşâşaa : göz alıcı parlaklıkta, çok gösterişli
sadık : doğru, gerçek
Sahib-i Celâl ve Cemâl : sonsuz haşmet, görkem ve güzellik sahibi
sıdk-ı cenanî : kalpten gelen doğruluk
şehadet : şahitlik, tanıklık
şehadet-meab : şahitlik alanı
tecellî : yansıma, görünme
Vâcibü’l-Vücud : varlığı zorunlu olan, var olmak için hiçbir sebebe ihtiyacı olmayan Allah
zaruriye : zorunlu
zîşuur : şuur sahibi, bilinçli
Zülcemâl : sonsuz güzellik sahibi Allah
Yükleniyor...