Her musibette bir cihet-i nimet var
Ey musibetzede! Musibetin içinde bir nimet münderiçtir. Dikkat et de onu gör. Nasıl herşeyde vardır, bir derece-i hararet. Her musibette vardır bir derece-i nimet. Daha büyüğü düşün.
Küçükteki nimetin, dereceyi görerek Allah’a çok şükür et. Yoksa istizamla ürkersen, “of, of”la üflersen, o da aksine şişer. Şişer de dehşetlenir. Eğer merak da etsen, bir iken ikileşir.
Kalbde olan misali, döner hakikat olur. Hakikatten ders alır, sonra döner, başlıyor, kalbini tokatlıyor.
• • •
Büyük görünme, küçülürsün 1
Ey enesi çifteli, kafası da kibirli! Şu mizanı bilmeli: Her adam için elbet cemiyet-i beşerde, içtimaî binada, görmek görünmek için şu mertebe denilen bir penceresi var.
Ger pencere kamet-i kıymetinden yüksekse, tekebbürle tetâvül edecek, uzanacak. Ger pencere kamet-i himmetinden alçaksa, tevazuyla tekavvüs edecek, eğilecek.
Kâmillerde, büyüklük mikyasıdır küçüklük. Nâkıslarda, küçüklük mizanıdır büyüklük.
• • •
Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:
1 : bk. Müsned 3:76; İbni Ebî Şeybe, el-Musannef 2:237; el-Heysemî, el-Mecmeu’z-Zevâid 10:320.
Önceki Risale: Otuz Üçüncü Söz / Sonraki Risale: Konferans